Olmuş ya da olabilir nitelikteki olayları ele alan edebî türlere roman denir. Okumuş olduğum bu kitapta anlatılan olayların bırakın olmuş olmasını, olabilir nitelikte dâhi değildir. Ulu Hakan ikinci Abdülhamid Han eserde sürekli kanlı sultan olarak nitelenmis, İslam alay konusu yapılmış, alkol özentiyle dile getirilmiş ve dahi peygamber soyu alçaltıcı bir şekilde anlatılmıştır. 33 yıllık devri idaresnde herkesin malumu olduğu üzere Sultan ikinci Abdülhamid Han yalnızca bir idamı onaylamış, idamlari sürekli sürgüne çevirmiştir. Hatta harekat ordusunun kendisini tahttan indirmeye geldiği sırada askarlerinin kardeş kanı dökmesine müsaade etmeyerek hiçbir müdafaa göstermemiştir. İşte bu merhameti çok iyi bilen Mithat paşa saderet görevinin azlinden sonra yine demokrasi ve özgürlük sloganlari arkasına saklanarak Sultan Abdülaziz e yaptığı gibi darbe planları içerisinde olmuştur. Yazarın bu kitapta da itiraf ettiği gibi sürekli ülke yönetimini elinde bulundurma istek ve hevasi onu Devlet-i Ali Mithat deme çılgınlığina bile götürmüştür. Olmuş olan olayların halkın söylentileri gibi anlatıldığı bu kitapta gerçek olduğu bahsedilen herşey yazarın hayal ürünüdür. Araya birkaç doğru bilgi serpiştirilerek olayların ve hikayenin doğruluğu ispatlanilmaya çalışılmıştır. Son olarak yazara şunu sormak gerekir. Kanlı sultan (!) neden o dört kişinin canını bağışlamıştır? Daima her fırsatta kendini yabancılara teslim eden Mithat paşa gerçekten vatanını çok sevmekte midir? Kendi içinde çelişkilerle dolu olan bu kitabın nasıl bir hayal ürünü olduğu aşikardır. Yıllar boyu Abdülhamit i kanlı sultan olarak tanıtmaya çalışan bu zihniyet yıllar geçse de gerçeklerin üzerini örtemeyecegini anlayacaktır. Ne kadar cabalasalarda İslam'ın güneşi tüm dünyayı aydınlatacak ve İslam'ı alcaltmaya çalışanlar rezil ve zelil olacaklardır.

Taif'te ÖlümHıfzı Topuz · Remzi Kitabevi · 2000371 okunma

·

13 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yavuz Burçak