Nerede kaldı beni çölden çöle süren gözlerin?
Bütün bedevileri hayran bırakmıştım yürüyüşüme
Yormazdı beni çöl sıcakları, serapları
Şimdi bana baksa da üşüyorum gözlerinde
Nerededir beni yakan, kavuran gözlerin, nerede?
Mehmet Sığırcı
Şiirin devamı ve yüreğe su serpen diğer eserler için;
https://obelde.co/t2786
obelde.com için yazılmıştır.
Hep düşünüyorum seni.
İki Oylum’da iç içe.
Kavaklı dere.
Arbit sokağı.
Kuzguncukta.
Yemediğin çilekleri.
Özleyen gözlerin.
Bir domates.
Bir dilim ekmek.
Bir tutam tuz.
Taşkent yolluğum
Yorgun güzel gözlerin demek!
Açma yavrum uzun bir zaman,
Böyle haz şaşkını, bu gevşek,
Sere serpe hali bozmadan.
Avluda şakıyor fiskiye,
Yok ya gece gündüz sustuğu,
Sürsün bende bu akşam diye
Şu daldığım aşk sarhoşluğu.
Sen geldin benim deli köşemde durdun
Bulutlar geldi üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin
Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
Bulutlar geldi altında durduk.
Konuştun güneşi hatırlıyordum
Gariptin yepyeni bir sesin vardı
Bu ses öyle benim öyle yabancı
Bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı.
Dişlerin öpülen çocuk
Sen geldin benim deli köşemde durdun
Bulutlar geldi üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin
Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
Bulutlar geldi altında durduk.
Konuştun güneşi hatırlıyordum
Gariptin yepyeni bir sesin vardı
Bu ses öyle benim öyle yabancı
Bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı.
Sahibini Arayan Mektuplar Ömür boyunca aramak.. Yalnız seni aramak. Paslı teneke kutularda, küf kokan dolaplarda, çerçevelerde, tenhalarda, sonra vapurlarda, trenlerde hep seni aramak. Belki bu şehirde değilsin. Ne çıkar? Seni arıyorum ya. Belki de aynı sokakta evlerimiz, sabahları beni görüyorsun işime giderken. Sonra akşamı bekliyorsun, alacakaranlığı… Beni
son treni de kalktı gecenin
ayrılık vurdu bizi içimizden
ve ben vakitleri kaçırdım adamakıllı
sevdayı baldıran eyledim kendime.
acıyla dolu sessiz bir depremi yaşadım
yıkılan düşlerimde çürüyen yanlarım vardı
yitik ülkenin dağınık coğrafyasında
Gözlerin farklı bakıyor, derin derin" diyenler, gönlüme uzansanıza gözlerimden..
Bulun içime ağır geleni, gözler kalbin aynası değil mi? Rahatlatın beni, hüznüm yansımıyor mu gözlerime, yorgunluğum
peki?
İçimi daraltan, acıyla kıvrandıran ne varsa görünmüyor mu?
Yaralı kuş gibi çırpınan kalbim anlaşılmıyor mu?
Ya sözleriniz yalan, ya merhametiniz eksik...
Omuzlarındaki dünya kadar yük ve meşgalenin vermiş olduğu bitkinlikle birlikte açarsın o duvarları senin her hüznüne, elemine şahitlik etmiş odanın kapısını. Gözüne ilişen direkt yataktır. Sırt üstü atarsın kendini ve bermutat tavana, bir köşeyi izler gözlerin ve dalar gidersin geçmişten taa bugüne değin acı, tatlı tüm yaşanmışlıklara. Ansızın mutat olan o soru farkında olmadan çıkıverir ağzından:
"-Ben neresinde hata yapıyorum?.."