Ben edebiyattan asla söz etmem, sayfanızı Filistin'de kendi gözlerimle gördüklerimle dolduracağım, çocukların susuzluktan öldüğü kamplarda; annelerin onları ağlamadan gömdüğü, çünkü acıları öyleydi ki bu kadınları gözyaşları bile tesellisi edemiyordu, evet, bu kamplarda gördüklerimi.
Seviyorum insanları zaman zaman Bakıyorum yüreği güneş dolu alnı ak Biri var; Ne dilinde iğne ne avucunda taşlar Ne gözlerinde yalan Gerçekten insan! Gülüşleri gözyaşları sıcak Canımdan yakın, yıldızdan uzak Biri var... böyle biri var Ne güzel bu inanış, bu kutlu an! Seviyorum insanları ben her zaman.
Reklam
"Gülümse de Ruhumun gözyaşları kurusun."
Nurullah Genç
Nurullah Genç
"... Hayal kelimesini duyduğum da hala kalbim pır pır ediyor. Bir hayale sahip olmadan yaşanan yaşam... Gözyaşları olmadan yaşanan yaşam kadar ruhsuz olurdu. Gerçi Hermann Hesse'nin yazdığı Demian adlı kitapta şöyle diyor: Sonsuza dek süren hiçbir hayal yoktur. Herhangi bir hayalin yerini yeni bir hayal alır. O yüzden hiçbir hayale saplantı yapılmamalıdır."
Sayfa 241 - Youngju
Bir kadının çeyizi, tahtalar arasında götürdüğü bez yığını değildir. İffet, sadakat, anlayış ve sevgiden büyük çeyiz mi olur?
Dinle sevdiğim bu ayrılık saatidir Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk Ergeç içeceğimiz bir ilaç gibi Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk Bu saatte gözyaşları, yeminler Boş bir tesellidir inandığımız
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Reklam
SESSİZLİK Biz o kadar, o kadar ağladık ki beraber, Gözyaşları doldurdu avucumu şimdilik. Şimdilik uzun uzun, bambaşka bir sessizlik Yavaşça alçalarak, yavaşça bizi dinler. Etrafta kalan sesler kesildi birer birer. Hatırlamaz olmuşum, her şey uzakta, silik. Yalnız senin vücudun... Ah, işte bir içimlik Bir su gibi ellerin avucumda serinler! Vücudunun gölgesi bak yerde gölgemle bir, Yeni bir nefes gibi sessizlik göğsümdedir. Sessizlik içerime doluyor yudum yudum. Dolu bir yelken gibi göğsümde genişleyiş, Ve öyle için için ve öyle geniş geniş. Ben hiçbir şey duymadan, ben yalnız seviyorum.
Sayfa 64
Derler ki zaman her şeyi iyi edermiş, Zamanla her şeyi unutulur gidermiş, Bir de bana sor, o gözyaşları ve kahkahalar, Bugün hâlâ canımı yakar, yüreğimi dağlar!
Hangi gözyaşları intizar ile Yıkadı bu şehrin karanlığını
Ben rüya görmüş bir dilsiz, âlem ise hep sağır. Ben söylemekten âciz,
Reklam
Ey aşk! Bu nasıl bir sır? İçine giren tufan oluyor.
Kimse Bilmez
youtu.be/h_GbtBt9pag?si=... Mehmet Güreli Kimse Bilmez
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
Rubailer 329. Seher yeli eser yırtar eteğini gülün Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün Sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler Kopup dallarından toprak olmadalar her gün. 331. Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye? Ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe? Aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen Mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işde. 361. Bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde? Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde.
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
Bu sıcak gözyaşları çok ve fazla Geleceğin şahane denizinde Yakalayalım yeni günün kızıl güneşini Ve bize anımsattığı aşkın bahtiyarlığını
Derler ki zaman her şeyi iyi edermiş, Zamanla her şeyi unutulur gidermiş, Bir de bana sor, o gözyaşları ve kahkahalar, Bugün hâlâ canımı yakar, yüreğimi dağlar!
Bir zamanlar, acı gözyaşları dökmüştüm, umutlarım acılarda eriyerek yitip gittiğinde, ve karanlık, daracık bir hücrede yaşamımı saklayan çorak tepede dururken - daha önce hiçbir yalnızın olmadığı kadar yalnız; anlatılması olanaksız bir korkunun önünde sürüklenerek güçsüz, sadece düşüncenin sefaleti. O sırada, ne geriye ne de ileriye gidebilirken, yardım bulmak için etrafa bakındığımda, ve kaçıp giden, sönmüş yaşama sonsuz bir özlemle tutunmuşken: -işte tam o sırada, bir şafak rüzgârıdır esti eski mutluluğumun doruklarından ve bir anda koptu doğumla olan bağ- ışığın zincirleri. Yeryüzünün görkemi ve onunla birlikte bütün kederim de kaçıp gitti, onunla hüzün yeni ve açıklanabilmesi olanaksız bir dünyaya aktı ve sen, ey gecenin coşkusu, cennetin mahmurluğu, her yanımı kapladın -zemin, hafiften yükseldi; üzerinde özgürlüğüne kavuşmuş, yeni doğan ruhum dalgalandı. Bir toz bulutuna dönüştü tepe - bulutun içinden sevgilinin bulanık yüz çizgilerini gördüm. Gözlerinde sonsuzluk dinleniyordu -ellerini tuttum, ve gözyaşları parlak, kopmaz bir bağa dönüştü. Binyıllar, fırtınalar gibi uzaklara kaydı. Onun boynuna sarılıp yeni yaşam için haz dolu gözyaşları döktüm. Bu, tek ve biricik rüyaydı ancak o zamandan beridir ki, gecenin göğüne ve onun ışığına, sevgiliye olan o sonsuz ve sarsılmaz inancı hissedebiliyorum.
Resim