Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şer gibi görünen şeylerin tamamı geçicidir. Musibetlerin hepsi fanidir. Geçici olan şeylerse hakikatte yok sayılırlar. Zira sonsuzun içindeki sınırlı herhangi bir şeyin hükmü sıfırdır. Tolstoy, "Güzellik nedir" şeklindeki bir soruya, "Sonsuz içerisinde çatışma oluşturmayan şeydir" diye cevap verir.
İtalyan estetikçi Pagano'ya göre sanat, doğaya dağılmış güzelliklerin tek bir güzellik içinde birleşmesidir. Zevk, bu güzelikleri görebilme yeteneğidir; bu güzellikleri tek bir bütün içinde birleştirebilme yeteneğine ise sanatsal deha adı verilir. Pagano'ya göre güzel ile iyinin öyle bir iç içeliği vardır ki, güzellik, görünen iyidir; iyi ise iç güzelliktir.
Reklam
Pere Andre, Essai sur le Beau adlı yapıtında güzelliğin üç türü olduğunu yazar: 1. İlahi güzellik 2. Doğal güzellik 3. Sanatsal güzellik
Shaftesbury'e göre güzellik ruhla anlaşılır. Tanrı, asıl güzelliktir; güzel ve iyi aynı kaynaktan çıkarlar. Böylece Shaftesbury güzeli her ne kadar iyiden ayrı bir şey gibi görürse de, yine de bu ikisi ayrılmaz biçimde birbirleriyle karışır kaynaşırlar.
Winckelmann'a göre, her tür sanatın temel yasası ve amacı yalnızca güzelliktir; iyiden tümüyle ayrı ve bağımsız güzellik.
Bu, kötülük, dedim. Habis bir akıl. Hastalıklı bir bilgi. Kibirle zehirlenmiş bir dil. Sevgisiz. Yıkıcı. Küçülten. İnsanları içtenlikleriyle aşağılıyor. Sen, dedim, yazı yazıyorsun. Kitap okuyorsun. Harfler sadece bizim kalbimizden doğmazlar. Başka hayatların acısını, yokluğunu, heveslerini de yüklenir gelirler. Gelirler ve bize saygıyı getirirler, inceliği getirirler, kederi getirirler. Elbette huzursuzluğu da. İnsan, hastalıklı bir düşkünlükten, muhteris bir küçüklükten gelmiyorsa nasıl olur da başka hayatları, o hayatların ezik, kırık, yaralı sözlerini küçümser? Bilgi, başka insanlara götürmüyorsa nereye götürür bizi? Yazmak bir varoluş erdemi değilse nedir? Kabalık hangi kalbi iyileştirir? Küfür, nasıl bir gelecek kurar bize? İnsan nasıl bir değersizlik duygusuyla büyür ki kimseyi sevmez. Kendinden başka bilgisi olmaz. Öğrendiği her şey onu herkesten uzaklaştırır. Biliyor musun dedim, onurunu bitiriyorsun. Kendisini acısıyla var etmeye çalışan bir hayatı, kendi çaresizliğine tutunmuş bir hayatı, yürek çarpıntılarıyla boğulan bir hayatı, kendi sözüne benzetmeye çalışıyorsun. Benzemedi diye aşağılıyorsun. İnsan birisine merhaba derken bile iki cümle kurar. İkinci bir cümle kursan belki kalbin açılacak. Bu, tüketir insanı. Bu, bilgisizlik bile değildir. Güzellik, kinden doğmaz. Anlamak, nefretten doğmaz. Hiçbir büyük düşünce, hiçbir küçük akıldan doğmaz.
Reklam
ben seni sevmek istiyorum, diyecektin, diyemedin. güzellik tanrının değil, insanın insana bağışıdır, diyemedin. yalnızlık taşa çevirir yüreği, diyemedin. insan sevmezse dünya bir yaşama cezasından başka nedir ki, diyemedin. her vazgeçişte gövdemiz biraz daha uzaklaşır bizden, diyemedin. insan bütün acılardan sadece bir sevgi sözüyle döner dünyaya, diyemedin.
Fichte'ye göre sanat tanımı
Fichte'ye göre güzellik bilincinin ortaya çıkması şu şekilde olur : Dünyanın, daha doğrusu doğanın iki yanı vardır ; o bir yandan bizim sınırlılığımızın ürünüdür, bir yandan özgür ,ideal etkinliğimizin ürünü.İlk anlamda dünya sınırlıdır, ikincisinde özgür. Yine ,ilk anlamda beden sınırlıdır, çarpıktır,sıkışıktır ve biz çirkinliği görürüz ; ikincisinde iç bütünlük ,yaşam,canlanma,yenilenme vardır ve biz güzelliği görürüz. Böylece, bir şeyin güzelliği ya da çrikinliği , Fichte' ye göre ,seyredenin bakış açısına bağlıdır. O bakımdan güzellik dünyada değil, güzel ruhta ( schöner Geist) bulunur. Sanat da bu güzelliğin ortaya çıkışından başka bir şey değildir, ve sanatın amacı yalnız aklı değil (bu bilimin işidir) , yalnız yüreği de değil (bu da ahlak vaizinin işidir) , bütünüyle insanı oluşturmaktır. Bu nedenle güzelin imleci, dışsal herhangi bir şeyde değil, sanatçıdaki güzel ruhun varlığındadır.
Pagano sanat nedir? iç güzellik
Bu dönemde yaşamış İtalyan estetikçi Pagano'ya göre sanat , doğaya dağılmış güzelliklerin tek bir güzellik içinde birleşmesidir. Zevk, bu güzellikleri görebilme yeteneğidir; bu güzelllikleri tek bir bütün içinde birleştirebilme yeteneğine ise sanatsal deha adı verilir . Pagano 'ya göre güzel ile iyinin öyle bir iç içeliği vardır ki , güzellik görünen iyidir; iyi ise iç güzelliktir.
Pere Andre güzellik tasnifi
Pere Andre , Essai sur le Beau adlı yapıtında güzelliğin üç türü olduğunu yazar : 1. İlahi güzellik ,2. Doğal güzellik, 3. Sanatsal güzellik.
Reklam
Hutcheson , sanatın amacının güzellik olduğunu belirtir ; güzelliğin ise özü, çoklukta tekliğin ortaya çıkmasındandır. Neyin güzel olduğunu anlamada bizi etik içgüdümüz (an internal sense) yönlendirir. Bu içgüdü, estetiğe aykırı olabilir. Böylece Hutcheson 'a göre güzel, her zaman iyiyle birlikte değildir, ondan ayrılır, ona aykırı olabilir.
Shaftesbury'e göre SANAT
Shaftesbury'e göre güzel , uyumlu ve oranlı olandır ; güzel ve oranlı olan , hakiki (true) olandır ; güzel ve aynı zamanda hakiki olan , hoş ve iyi (good) olandır. Shaftesbury'e göre GÜZELLİK RUHLA ANLAŞILIR. Tanrı , asıl güzelliktir ; güzel ve iyi aynı kaynaktan çıkarlar. Böylece Shaftesbury güzeli her ne kadar iyiden ayrı bir şey gibi görürse de , yine de bu ikisi ayrılmaz biçimde birbiriyle karışır kaynaşırlar.
Winckelmann' a göre sanat
Her tür sanatın temel yasası ve amacı yalnızca güzelliktir; iyiden tümüyle ayrı ve bağımsız güzellik. Üç türü var güzelliğin : 1.Biçimsel güzellik , 2.Nesnelerin durumlarında ifadesini bulan düşünsel güzellik (plastik sanatlar) 3. Yalnızca ilk iki koşulun var olmasıyla ortaya çıkan ve sanatın en yüce amacını oluşturan ifade güzelliği , antik sanatta gerçekleştirilmişti bu güzellik ; bu nedenle bugünkü sanat da antik sanata öykünmek zorundadır.
Güzellik tanrının değil, insanın insana bağışıdır, diyemedin. Yalnızlık taşa çevirir yüreği, diyemedin. İnsan sevmezse dünya bir yaşama cezasından başka nedir ki, diyemedin. Her vazgeçişte gövdemiz biraz daha uzaklaşır bizden, diyemedin. İnsan bütün acılardan sadece bir sevgi sözüyle döner dünyaya, diyemedin.
Güzellik nedir diye sorasım var ariflere, güzelliği onlardan öğrenesim var. Sadi-i Şirazl diyor ki "Eğer yalnızca dış güzelliği için ilşık olduysan birine bil ki senin aşkın derinin giizelliği nedir. Bir parça etin güzelliği için bunca cefa çektiğine, derde katlandığına değer mi?" Sonra Mevlana diyor ki "Sen ey gafıl! Güneşin vurduğu bir kerpice aşk ediyorsun. Güneş olmasa o kerpiç güzel mi görünür hiç? Ennihayeti bir kara topraktır o da. Sen üzerine güneş değen kerpice değil de ona nurunu veren güneşe bak! Güzel nedir? Gözün gördüğü değil, gönle girendir güzel. Gönülde aşk varsa güzeli aramak niye, güzel olan zaten gelir de bulur seni'
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.