Tahsin Bey'in 14. Rapor'unda yazılanları sorgulamadan ve Atatürk'ün bu raporda yazılanları nasıl karşıladığına bakmadan, bu raporda yazılanları "Islamdininie eleştirmek" ve Atatürk'ün Sözde "inançsızlığını" kanıtlamak için kullanmak bilim dışı, hatta gülünç bir yaklaşımdır.
Bu rapor 40 sayfaymış özet olarak eski din ve dine bağlı adetlerin Islamla benzerliğini anlatıyor kökeninin Mu ve Maya gibi eski uygarlık dinlerinden gelmiş olacağını söylüyor buraya kadar kabul edilebilir ancak Hz.Muhammed'in peygamber olmadan önce bir şekilde Naakal tabletlerine ulaşıp onları dine uyarlamış olabileceği gibi şeyler söylüyor. Aynısını Isa ve Musa peygamberler için de söylüyor. Yani Tanrı'dan gelen vahiyleri göz ardı etmiş oluyor. Kitapta uzun uzun bahsetmiş ve gerekli eleştirileri yapmış Sinan Meydan.
Mu dininin özünde "Tanrı korkusu" değil, "Tanrı sevgisi" vardı. Mu'da insanlara asla Tanrı'dan korkmak öğretilmezdi. Aksine rahipler, Tanrı'nın saf sevgi olduğunu, bu nedenle ona ancak sevgi ve güvenle yaklaşılabileceğini öğretirlerdi.
Tarihimize vaka-i Hayriye olarak geçen Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması olayı Benderli Mehmet Selim Sırrı Paşa sadaret ne denk geldi. On sekiz yıl bekleyen Sultan Mahmut bu işi bir kez daha deneme kararı aldı. Bu kelleyi koltuğa almak anlamına geliyordu. En güvenli konu ise halkın yeniçeriye olan nefretiydi.
Aslında Sultan Mahmut olayların büyümesini ve kan dökülmesini hiç istemiyor. Yanındakilerin teşvikiyle müslüman olan sancağın altına gelsin diye ferman yayınlanıyor ve ağlayarak imzaladığı yazıyor. Silâhı olan silahla geliyor olmayana cephaneden ödünç veriliyor.
Bunun doğruluğu yanlışlığı tabi ki tartışılabilir ancak o dönemde yeniçeriler halka da eziyet ediyor. Gasp, hırsızlık, tecavüz ne pislik ararsan var. Halk o yüzden onlara karşı bileniyor o dönemde.
Kitapta anlatılan kısaca bu şekilde.
Camilerde vaizler "Askere pantolon ve ceket giydirip Frenk muallimlere teslim eden padişaha Elbette Allah yardım etmez. Cümlesi başı Kalpaklı Frenk oldu. Bunları emreden padişahtır. Kendisinin dine ve halka ihaneti ortadadır. Nizami Cedit elbisesi giyerseniz dinden çıkarsınız, giymezseniz tart edileceksiniz. Belki de Nizami Cedit sizi öldürecek." şeklinde çok ağır tahriklerde bulunuyorlardı.
Peki bu insanlar neden bu değişimleri istemez ki, geri kalmak, hor görülmek kimsenin hoşuna gitmez herşeye isyan edecek kan dökecek kadar karşı olmak fazlasıyla tehlikeli bence... :/
Aklıma bir an matbaa için “şeytan icadı” diyenler geldi şimdi :D
Bunlar dindar değil de dinci aslında. Dindarlık bunlar üzerinden değerlendirilmemeli dinin temellerine bakılmalı bence.
Ben teşekkür ederim iyi geceler :)
Ahmet Haldun hocamın yine ellerine sağlık. Türeyiş, Göç, Bozkurt, Ergenekon ne güzel destanlar ne güzel anlatılmışlar öyle. Okurken sizi öyle bir şahlandırıyor ki ne kurgusu gerçekten benim atam bir Bozkurt diyebiliyorsunuz. En sona geldiğinizde de Türk'ün Kurtuluş Destanı ile zirveyi yapıyor. Gök gözlü kahraman dediği Mustafa Kemal'e ve silah arkadaşlarına selam çakıp kitabı bitiriyor. Ellerin dert görmesin hocam.