Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

haftasonu

384 syf.
9/10 puan verdi
Operadaki Hayalet
Operadaki HayaletGaston Leroux
7.9/10 · 2.840 okunma
Reklam
Bazı insanların ömrü vakit kazanmakla geçer... Ben zamana, kendi zamanıma çelme atmakla yaşıyordum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Evlendiğimiz zaman Pakize’nin tiroit guddeleri henüz bozulmamıştı, binaenaleyh huysuz ve sinirli değildi. Hayat hakkında hiçbir fikri yoktu, binaenaleyh neşeli ve rahattı... Ayrıca büyük baldızım musikîye olan istidadını henüz keşfetmemiş, küçük baldızım sadece irade ve ısrarıyla dünya güzeli olabileceği fikrine düşmemişti.
Her ne kadar İslam dedikoduyu, birinin arkasından konuşmayı şiddetle yasaklasa da Müslümanların dedikodu bağımlısı olduğunu anlamam çok sürmedi; sanki tüm cemaatin işi buydu.
Sayfa 288Kitabı okudu
Reklam
haftasonu
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Kurtlarla Koşan KadınlarClarissa P. Estes
8.8/10 · 7,7bin okunma
385 syf.
7/10 puan verdi
·
40 günde okudu
Reklam
"Sen erken yaşta bir iş tutup ona kendini vermezsen büyük sıkıntılara uğrayabilirsin. Yaradılışın mütevazı insan yaradılışı... Hayata ve etrafa karşı yeter derecede dayanıklı değilsin. Seni ancak iş kurtarabilir."
Galiba semtin en iyi saatçisi idi. Fakat bir meslek adamından ziyade, işin zevkinde bir keyif ehli gibi çalışırdı. Kendisine saatlerini tamir için getirenlerle pazarlık etmez, ne verirlerse kabul ederdi. Yalnız saati bırakıp giderken, “Sakın haber göndermeden gelip almağa kalkma!” derdi. Bazen de “Acele yok ha! Acele istemem!” diye arkasından bağırırdı. Böylece kendisine emanet edilen saati bir kere açtıktan sonra bir cam kavanoz altına koyar, bazen haftalarca el sürmeden karşıdan seyreder, eğer işliyorsa zaman zaman üstüne eğilir, sesini dinlerdi. Bu hâlleriyle üzerimde bir saatçiden ziyade saat doktoru hissini bırakırdı.
Uzun, dört köşe yüzü, beyaz, seyrek sakalı, büyük, kestane rengi çok yumuşak bakışlı gözleriyle insanın üzerinde garip bir tesir yapardı. Bu bakışlarla karşılaşanlar onu sadece iyilik yapmak için yaratılmış tasavvur ederlerdi. Hani o masallarda başınız sıkıldığı zaman yakıp imdadınıza çağırmak için size sakalından üç tel verip kaybolan ihtiyarlar gibi bir şey. Muvakkithaneye yerleştiğinden beri otuz beş sene geçtiği hâlde bir kere hiddet ettiğini, bir kere bağırdığını gören olmamıştı
...Saat kadar derin şekilde olmasa bile bu benimseme ve uyma keyfiyeti bütün eşyalarımızda vardır. Eski şapkalarımız, ayakkabılarımız, elbiselerimiz gün geçtikçe bizden bir parça olmazlar mı? Onları sık sık değiştirmek isteyişimiz de bu yüzden değil midir? Yeni bir elbise giyen adam az çok benliğinin dışına çıkmışa benzer: Kendinden uzaklaşmak, ona bir değişikliğin arasından bakmak ihtiyacı, yahut “Ben artık bir başkasıyım!” diyebilmek saadeti.
416 syf.
6/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Serenad
SerenadZülfü Livaneli
9/10 · 136bin okunma
haftasonu
2023 okuma hedefini ekledi.
2023 OKUMA HEDEFİ
13/40 kitap - %33 tamamlandı
13 kitap okudu
40 kitap
3.492 sayfa
0 inceleme
9 alıntı
Reklam
Kızılderililerin, tam bir masumiyet içinde yaşadıklarını düşünenler olduğu gibi onların vahşi canavarlar, insan kılığına girmiş şeytanlar olduğuna inananlar da vardı. Karayipler'de yamyamların yaşadığının keşfedilmesi bu görüşü çürütemedi. İspanyollar bu görüşü, kendi ticari amaçları uğruna yerlileri acımasızca sömürmelerini haklı göstermek için kullandılar. Çünkü eğer karşındakini insan olarak görmezsen ona karşı davranışında vicdani kısıtlamanın yeri pek bulunmaz. Ancak 1537 yılında, Papa III. Paul'ün tebliğiyle Kızılderililer bir ruha sahip gerçek insanlar olarak kabul edildiler.
503 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.