biliyorum
yaşamak güç
kolay değil eğrilmemek sapmamak
satılmamak kolay değil canlarım
dik tutmak kolay değil
şu güzel başı
bir biz miyiz yiğitlerim
yolunu yanlış seçen
bir biz miyiz bu çetin güzellikte
yanlış yolda taban tepen?
sularda hırçın akar yanlış yollarda
bulur en sonunda yataklarını
vura vura başlarını taşlara
bir biz miyiz canlarım
yanlış giden bu yollarda?
Dönüşte Ahmet Küflü'ye uğradım.
«Onu toprağa vereli ikiyüz altmışbeş gün oldu» dedim.
«Kederi aşıp ötesine geçemiyorum» dedim.
«Aşılmaz!» dedi.
Doktor Yücel'e vardım; «çaresi yok!» dedi.
Boşluğa baktık, ayrı pencerelerden.
Dönüp eve geldim. Eve her dönüşümde omuzlarıma abanan dağı çıkardım merdivenlerden; kapıdan birlikte girdik.
Bu gece seni okuyacağım.
Öfke ve acı yanyana.
Dokunmasalar da ağlayacağım.
o kırgız
o kırgızın arkasında
gülsarı'yı sınırlardan sınırlara uçuran sovyet sosyalist cumhuriyetleri birliği
bu türkmen
bu türkmenin arkasında
kafkas dağları gibi bir geçim derdi
o kırgız
o kırgızın önünde geniş ufukları sovyetler birliği'nin
bu türkmen
bu türkmenin önünde ceza maddeleri mussolini'nin
derler ki bizimkiler
"ağaç
dalıyla gürler"
sayın profesör skarçiya
dalsız yapraksız ağaçlardır ki
benzer telefon direklerine bozkırda
inler durur bizim gibi
fırtınalar yokladıkça
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu