Hasan Güldar

Hasan Güldar
@hasangyldr
Güzel günler göreceğiz...
14 Şubat
76 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Ahmed Muhammed...
Cenab-ı Hak, insanlığın babası Hz. Âdem'i yaratmıştı. Başını kaldırıp bakan Âdem (a.s), Arş-ı Alâ'da muazzam bir nurla bir isim yazılı gördü. "Ahmed" -Merak edip sordu: "Ya Rabbi! Bu nur nedir?" Allah Teâlâ buyurdu: "Bu, senin zürriyetinden bir peygamberin nurudur ki onun ismi göklerde Ahmed ve yerlerde Muhammed'dir. Eğer o olmasaydı, seni yaratmazdım!"
Reklam
Yabancı devletlerden alınan borçlarla saraylar yapılıyordu. Oysa Avrupa sanayi alanında dev adımlarla ilerliyor, toprak modern usullerle işlenerek birim arazi verimi arttırılıyordu.
Parsel parsel satanlar...
Ne gariptir ki, memleketi satanlar ve satıştan komisyon alanlar, yavuz kişilerdir. Hiçbir şeyle suçlanmazlar, haklarında dava dahi açılamaz ve bu satışa karşı çıkan bizler vatana ihanetle suçlanırız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Demokrasi...
Adaletin gerçekten varsayılabileceği ve gelişebileceği tek ortam demokrasidir.
Yukarı doğru çıkmak istiyorsanız kendi ayaklarınızı kullanın. Kendinizi taşıtmayın. Yabancı sırtlara ve kafalara binmeyin.
Reklam
Bir ülkede edebiyat ve sanattan çok siyaset konuşuluyorsa, o ülke üçüncü sınıf bir ülkedir...
Ve şu erkeklere de bakın; Gözlerinden, dünyada bir kadınla yatmaktan daha iyi bir şey olmadığı okunuyor...
Sur, Cizre, Nusaybin...
Ölüm sıradanlaşmış, yıkımlar, kıyılar günlük hayatın parçası haline gelmişti. Ölümden daha acı olansa ülkenin geri kalanının ve bütün dünyanın sessizliğiydi...
Donan çocuk, ölen insanlıkmış.
İçerden yürek yakan ağıtlar, ağlama sesleri geliyordu. Yüreğim yerinden koptu sanki. Çevredekilerden birine sordum, ''Esma'nın küçük oğlu dün gece donarak ölmüş,'' dedi.
Reklam
Devlet adı altında işkenceli ölüm...
"Ben çobanım, hayvanlarımı otlatırken beni bacağımdan vurdular"dan başka bir şey demiyordu.Üç gün sürdü Devran’ın sorgusu. İşkence tezgâhında can verdiğinde gözleri çakmak çakmak açıktı. İşkenceli sorgunun bazı bölümlerine Salim Bey de tanıklık etmişti. Devran ölünce, “Çatışmada yaralı ele geçirilen terörist tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı,” diye tutulan tutanağa da, sahte otopsi raporuna da savcı sıfatıyla imzayı o atmıştı. -O günlerde vatan ve millet adına bunları yapmak meşru ve doğru geliyordu herkese...
Tel örgülerin ardında yakılıp yıkılmış bir kent.
Muhalif bir Akademisyenin doğduğu topraklara gömülmesi bile rejim açısından problemdi. Nusaybin halkının tanıdığı Bedirhan'ı polisler de tanıyordu. Bu yüzden cenazede yürüyüşe izin verilmemesinin nedeni, Bedirhan'ın muhalif kimliğiydi. Bu topraklarda muhalif olmak yaşarken de ölüyken de "tehlikeli" görülmenize yeterdi...
Ortası yoktur!
Zulmün, sömürünün, savaşın olduğu yerde tarafsızlık diye bir şey yoktur... Ya ezenden yanasındır. Ya da ezilenden, ortası yoktur.
210 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.