412 syf.
9/10 puan verdi
Selamlar.Bugün sizlere sevgili @_durumavii kaleminden #kızılgeceserisi ‘nin üçüncü kitabı ile geldim.Yazarın kalemini bilmeyenler için çok akıcı ve güzel bir kalemi olduğunu söyleyip hemen kitapla ilgili konuşmak istiyorum.İkinci kitap çok can yakıcı bir yerde bitmiş acaba neler olacak diye çok beklemiştim.Üçüncü kitapta aynı can alıcılıkla başlıyor.Zira yazarımız benim canım çiftimi mutlu etmemeye yeminli gibi.Rozelin hep bir mücadele içerisinde hep güçlü olmak için direnmek zorunda kalırken,ah canım Biran Nuh’um o da hep bir acı çekmek ve sevgisi için savaşmak zorunda kalıyor.Tam bir mutluluk sahnesi okurken iki bölüm sonra kahrolası sinsiler ortaya çıkıyor ve yine bir acı çekmek zorunda kalıyoruz.Tabi tüm bunlara rağmen seriyi seviyorum mu hemde çok.Hele Biran Nuh gibi güzel seven bir adam varken sevilmez mi hiç?Kitap yine çok can alıcı bir yerde bitti maalesef,dördüncü kitap için umarım çok beklemeyiz diyor kitapla ilgili uyarımı da yapıyor konumuza geçiyorum…
Kızıl Gece 3
Kızıl Gece 3DuruMavii · Epsilon Yayınevi · 20241 okunma
Reklam
Hepimiz bir yolun yolcusuyuz bu hayatta sonsuz diye bir şey yok sevdiğimiz insanlar değer verdiğimiz ögeler veya o hepimizin hatırladığı bi pazar gecesi sobanın üstünde demlenen çay o çaydanlığın etrafına koku çıkarsın diye koyduğumuz portakal kabukları o kardeşimizle son kalan bisküvi için etiğimiz tatlı kavgalar hepsi son buldu şu an en son ne zaman bisküvi yedim onu bile hatırlamıyorum zaten tadı da pek eskisi gibi de değil çünkü bizim özlediğimiz o bi bisküvi değil o yaşanılan eski günlerdi çok insan kaybettik kimini yaşadığı halde kimini ağlayarak toprağa verdik her giden anı her giden insan bi yara bıraktı kalbimizde gün gelicek anemiz babamız dahi olmayacak yanımızda her geçen gün eskiyi hiraz daha özlüyorum eski aşklarımı eski anılarımı ama acımasızca geçerken zaman hayatın ne kadar boş olduğunu anlıyorum ve o yüzden yalan geliyor bana bu dünya işte o yüzfen hayattan zevk almuyorum biliyoröusun çünkü her yaşadığım mutluluğun geride bir anı olarak kalacak olmasını bilmek yoruyor yüreğimizi aslında ölmek çok güzel bir şey çünkü bütün dert ve tasalarımız bir anda yok olup gider insan oğlu doyumsuzdur ne kadar iyi olursa olsun hep bir parça daha koparmanın derdinde hepimiz öyleyiz ama artık bana giç bir şey eskisi gibi tad vermiyor okuldan kaçmakarımız lise anılarımızı çok özlüyoruz ama gün gelicek çoluğa çocuğa karşınca da bu günleri özleyeceğiz nasıl beraber iken doya doya eğlenip içimizden hiç bitmemesini istiyoruz ya o günlerde her şey gibi özlemlerin arasında kaybolacak özlemek kalbi çok yoruyor işte o yüzden bu kahır ve özlem dolu bu dünyanın bir an önce geçip gitmesi dileği ile
Hiç kimse yaşam yolculuğunda başından sonuna kadar tutarlı kalamaz; tutarsızlık tıpkı ölmek gibi yazgımızda vardır... Olmasaydı, yaşam da siz de çok sıkıcı olurdunuz.
Sayfa 212 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
“Ben sana bir şey söyleyeyim mi? Hayat hiç kimseye iyi davranmıyor, seninle bir alakası yok herkes aynı şeyi yaşıyor o yüzden hiç üstüne alınma. Sen güzel anılar biriktir güzel şeyler yaşamaya bak, güzel anıların olsun…” (Leyla ile Mecnun)
-Neden hiç mutlu değilsin zeze? +Neden mutlu olmalıyım? -Çünkü dünyaya bir kere geliyoruz. +İyi ki bir defa geliyoruz portuga. -Neden? +İkinci bir hayatı kaldıramazdım.
Sayfa 5 - Can yayınevi
Reklam
Hiç düşünmedim değil, evliliğimi bitirmeyi de düşündüm. Hem de defalarca. Fakat böyle zamanlarda vazgeçmek niyeyse yenilgi gibi geliyor. İnsan, gelecek günlerini kurtarmak durur ken, geçenlerin beyhude olmadığını kendine ispata soyunuyor. Ben de hayatımı gönlüme hoşnutluk verecek bir istikamette değiştirmektense, tutup Kamuran'ı değiştirmekte, evine, yuvasına bağlı bir erkek haline getirmekte karar kıldım. Bunu sahi den yapabileceğimi sandım. Yanıldım. İnsanın başkasını, yeri geldiğinde kendini bile değiştirebildiği nerde görülmüş? Ya kabul edersin ya çeker gidersin. Üçüncü bir seçenek yok. Ama yılların getirdiği, bedeli ağır bir malumat bu, gençlikte pek bilemezsin.
Hiç bir şey geçemedi Sadece zaman geçtikçe alıştım.
“Yedigey bunları düşünürken, bir yandan da yarı yarıya unuttuğu duaları tekrarlayıp hatırlamaya, Tanrı’ya yönelteceği yakarışları bir sıraya koymaya çalışıyordu. Çünkü, insan kalbinde, başlangıç ile son, hayat ile ölüm arasındaki çelişkiyi uzlaştıran, yalnız ve yalnız, bilinmeyen, görülmeyen Tanrı idi. Dualar işte bunun için okunuyordu. Başka türlü Tanrı’ya sesini duyuramazsın, niçin yaratıp niçin öldürdüğünü soramazsın ki! Dünya kuruldu kurulalı insanlar böyle yaşıyor, pek razı olmasa da böyle katlanıyor kaderine. Duaların var oldukları günden beri hiç değişmemesinin, hep ayni sözlerle tekrarlanmasının sebebi de, teselli bulup yatışmaları, boşu boşuna sızlanmamaları içindir. Dualar, yüzyılların okşayıp parlattığı altın külçeleri gibi, dirilerin ölülerin başında söyledikleri en özlü, en süzme ve son sözlerdir. Âdet, gelenek böyledir.”
Masum kalalım derken mağdur kaldık. Sahi kalalım derken yalan ettiler bizi. Herkesin , her gün önünden geçtiği ama görmediği hayalet cocuklardik biz. Görünür olmak için biz de hiç uğramadık. Beklemeye öyle alışmışız ki sadece bekledik. Değil mi?
Reklam
·
Puan vermedi
Merhaba kitap dostlarım Yeni bir kitapla karşınızdayım. Kitabın arka kapağını okuduğumda konusu ilgimi çekmişti. Açıkçası bir yazarın nasıl bir başkasının hikayesini çalacağını  merak edip  başladım.Ben başladım ama   Jake başına neler geleceğini bilseydi .Bu kitaba hiç başlarmıydı   orası meçhul.  Ama Oscar Wilde`dan "alıntıladığı" gibi: İyi yazarlar ödünç alır, büyük yazarlar çalardı. ___Konusuna gelince;  Jake ne kadar istesede ilk kitabında yakaladığı çıkışı ikinci kitabında yakalayamamıştı. Bu hayal kırıklığı ile  yazar tıkanıklığına  yakalanır. Ama ne varki geçimini sağlamak içinde çalışması  gerekmekteydi. Yaratıcı yazarlık atölyesinde ders vermeye başlar.Yeni Öğrencilerinden Evan Parker 'ın harika bir roman fikri vardır. Ve bu çok hoşuna gitmiştir yıllar sonra bu romanın basılıp basılmadığını öğrenmek için araştırma yapar ve Evan 'ın öldüğünü öğrenir. Bu güzel   romanın ziyan olacağını düşünür ve romanı yazmaya başlar. Sırlarla dolu bu hikaye kimin hayatını çalmıştır. Bu heyecanlı tempoya sizde ortak olmak istiyorsanız buyrun sıra
Hikaye Hırsızı
Hikaye HırsızıJean Hanff Korelitz · Altın Kitaplar · 2024104 okunma
Oto-analiz
Sevip sadık kaldığımızı sandığımızda aslında bağımlı olduğumuzun farkına varmamızı, iyi niyetli ve yardımsever olduğumuzu sandığımızda kendini beğenmişliğimizin (narsisizm) farkına varmayı, başkaları için sadece onların iyiliği için bir şeyler yaptığımızı sandığımızda sadizmimizin farkına varmayı, cezayı talep eden şeyin adalet duygumuz olduğunu sandığımızda yıkıcılığımızı keşfetmeyi, kendimizi sağduyulu ve “gerçekçi” gördüğümüzde korkaklığımızın farkına varmayı, fevkalade mütevazi davrandığımıza inandığımızda kibrimizin farkına varmayı, hiç kimseyi incitmeme niyetiyle hareket ettiğimizi düşünürken aslında özgürlükten korktuğumuzun farkına varmayı, kaba olmak istemediğimizi sanırken samimiyetsiz olduğumuzun farkına varmayı, bilhassa tarafsız olduğumuza inanırken aslında hain olduğumuzu keşfetmeyi gerektirir.
Gözlerine bakarken, güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma. bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde, kayboluyorum… Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum, Durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin: sırrını her gün bir parça veren. fakat hiç bir zaman; büsbütün teslim olmayacak olan…”
Nasıl da tuhaf, nasıl da anlaşılmaz oyunlar oynuyor alınyazımız bize! Acaba arzuladığımız bir şeye hiç kavuştu­ğumuz olmuş mudur ... kavuşmak için var gücümüzü harcadığımız bir şeyi elde etmişliğimiz? Galiba bunun tam tersi oluyor hayatta. Kimi, gösterişli ııtların çektiği şık bir araba için yanıp tutuşur ve yanından hızla geçen arabaların ardından özlemle dilini şaklatırken, kiminin şahane atlar koşulu göz alıcı bir arabası oluyor, ama o neye sahip olduğunun bile farkında olmadan biniyor arabasına. Kiminde şahane bir aşçı, ama iki minik lokmadan başka bir şeyin giremeyeceği yüzük kadar bir ağız olurken, kiminin hangar gibi ağzı oluyor, ama onda yiyecek kuru ekmekten başka ara ki bir şey bulasın!
+Hiç gitmeyeceğini söyleyenler nerde? -Hiç gitmeyeceğini söylediği bir yerde.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.