"Papatyaların koparıldıktan sonra koktuklarını biliyor muydun?Garip bi şey...
Bir ölüm,bu kadar güzel kokabilir mi?"
Hiç konuşmuyorlar, ikisi de hiçbir şey söylemiyorlardı, ama her ikisi de biliyordu ki bu mânâlı sükût, saatlerce konuşmaya bedeldi.
“Siz zaten hep böylesinizdir. Her türlü kötülüğü göz kırpmadan işler, sonra da Müslümanlığa gelince ‘Benim kalbim temiz, sen kalbe bak der.' çıkarsınız işin içinden..."
"Kötü arkadaş, iyi insanı bile kötü eder. İyi arkadaş ise kötüyü bile iyi eder."
"Papatyaların koparıldıktan sonra koktuklarını biliyor muydun? Garip şey... Bir ölüm, bu kadar güzel kokabilir mi?
"Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku..."
Allah'ım, beni senden uzaklaştıracak sevgiyi kalbimden sök al.... Beni sana bağlayacak, beni Sana yakınlaştıracak sevgiyi ver Kalbime.
Sükût etmek gibi nâdâna, âlemde cevâb olmaz.
Sayfa 393Kitabı okudu
Ne gurbettir çöken İslam'a. İslâm'ın diyarında.
Sayfa 383Kitabı okudu
Okura tüy ürperten o diyalog...
Feyzanın,"Önemli olan kalp güzelliği" demesi üzerine:
Dadı:Her türlü kötülüğü göz kırpmadan yapar sonrada Müslümanlığa gelince" Benim kalbim temiz,sen kalbe bak" der çıkarsınız işin içinden.Sen tut,seni yaratan Rabbini unut,Seni yoktan var eden Hâlık'ına sırt dön,Müslüman olarak doğduğun halde,nufüsunda "İslam" yazdığı halde,hristiyanlar hatta dinsizler gibi yaşa,sonra kalp temizliğiyle müslüman geçinmeye kalk.Sorarım sana Feyzâ,Allahın emirlerini yerine getirmeyen,bu yüce emirlere karşı olan bir kalp nasıl temiz olabilir?
Ancak hayatta öyle şeyler vardır ki; sırasında en büyük sevgiyi dahi göz kırpmadan tepmemize yol açar.
Bir yandan ondan bütün benliğiyle nefret ederken, bir yandan da bütün ruhuyla onu sevmekten kendini alamıyordu...