176 syf.
10/10 puan verdi
İbrahim Tenekeci’den okuyup keşfettiğim bu isimle daha yakından münasebet kurmak için sanırım, hemen bu hüzünlü isme sahip kitabını edindim. Deneme türünde bir eser. Günlük hayata dair gözlemler, yaşanmışlıklar, naif bir pencereden bakmış sıradan olaylara ve çok kibar çekici bir üslupla anılarını paylaşmış. İftar çadırlarına dair yorumu, boş arsaları oyun alanı ilan eden çocuklara dair yazdıklarını huzurla okudum. Halep’e onun kadar üzüldüm. Kapısında davul zurna çalınan geleneksel düğünü, haremlik selamlık şatafatlı bol ilahili köşk düğününden daha İslami bulmasına hak verdim. Mezun olduğu “hayali lise” ye hayran kaldım. Rahman Suresi 60. ayeti mealini Kaşgarlı bir gençten “ Yahşılıkın karşılığı yine yahşılıktır” diye işitince Türkçe’ye hissettiği hayranlığı, fazlasıyla paylaştım. Yaşar Nuri Öztürk’e bir kez daha rahmet okudum. Her cuma, hutbelerin muhatabı 20 milyon erkeğin dünyasına dair tespitlerini ve elbette taleplerini yerinde ve haklı buldum. Son 20 yılın genç sanat ve edebiyat insanı keşfedemeyen, dergi-şiir-film-karikatür üretemeyen bir neslin kıskacına girmiş olması gerçeğiyle ben de yüzleştim. Haklılıklarla dolu şahane denemeler okudum. “Hız ve haz çağında yaşıyoruz. Ahmet Murat, biraz durmayı, nefes almayı ve etrafımızda bakmayı teklif ediyor. Ölçülü davranmayı öneriyor.” diye yazmıştı İbrahim bey.. İşte bu soluğa bu satırlardan sonra ulaştım.
Belki de Üzülmeliyiz
Belki de ÜzülmeliyizAhmet Murat · Profil Kitap · 20171,040 okunma
296 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
57 günde okudu
Okudum bitti...
Dublörün Dilemması
Dublörün Dilemması
Murat Menteş
Murat Menteş
Yazarın okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen son kitabı olmayacağını söyleyebilirim Değişik bir kurgu, değişik karakterler, çok değişik bir olay örgüsüyle birleşmiş. Olaylar ve anlatım aşırı gündelik olmasına rağmen, kurgudaki absürtlük muazzam Nuh Tufan, İbrahim Kurban, Dilara Dilemma ve Ferruh Ferman’ın ilginç sıra dışı öyküsü… Birçok alıntı yaptığım, içerisinde gizlenmiş birçok özlü söz barındıran, mizahı kuvvetli bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum
Dublörün Dilemması
Dublörün DilemmasıMurat Menteş · Alfa Yayınları · 202015,2bin okunma
Reklam
.... Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır. Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur. Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır. İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
Kim bu Whitcomb Judson
ibrahim Kurban tatlı bir yorgunlukla sordu: "Yani, Whitcomb Judson diye biri yok mu?" "Var tabii ki." "Kimmiş?" "Şıklardan birini seçmeyecek misin?" "Şovunla beni etkiledin. Artık gerçeği duymak hakkım." "Whitcomb Judson, fermuarın mucidi. 21 Eylül 1922'de öldüğünde, Chicagöda bütün fermuarlar yarıya indirilmiş." İbrahim Kurban samimi bir ifadeyle gülümsüyordu.
Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
Kâbe'nin 4. Defa inşa edilmesi
Abdullah bin Zübeyr'in şehit edilmesinden sonra yapılmıştır. Abdullah bin Zübeyr'in Kâbe'ye ilave ettiği Hicr'i Emevi halifelerinden Abdulmelik'in emriyle Haccac,yeniden açıkta bırakarak inşa ettirmiştir. Abbasi Halifelerinden Harun Reşit Kâbe'yi Hz. İbrahim'in inşa ettiği şekliyle yeniden inşa etmek istemesi fikrine dönemin büyük âlimlerinden Mâlik b. Enes karşı çıkmış ve : "Ey müminlerin emiri! Sakın Kâbe'yi sizden sonraki idarecilerin oyuncağı haline getirmeyin. Bir başkası çıkar bu şeklini beğenmez, hemen değiştirirverir. Bir diğeri de yine bunun aksini yapar. Böylece Kâbe'nin heybeti insanların gönlünden silinip gider." Diyerek halifeyi görüşünden vazgeçirmiştir. Kâbe Osmanlı sultanları I. Ahmed ve IV. Murat zamanlarında da tamir edilmiştir.
Reklam
"Geçmişte ihtiyaçlarını kimin giderdiğini hatırla... Onları kim giderdiyse diğer ihtiyaçlarının giderilmesini de yine O'ndan iste. Başkalarından istemeyi, onlardan murat etmeyi, onlara bel bağlamayı terk et. Sonra da Mevla'nın senin üzerinde nasıl güzel işler icra edeceğini seyret." "Bir işi murâd etme, Olduysa inâd etme, Hakk'tandır o reddetme, Mevlâ görelim neyler, Neylerse güzel eyler." -Erzurumlu İbrahim Hakkı-
Sayfa 152Kitabı okudu
320 syf.
5/10 puan verdi
14 ana başlık ve bu başlıkların alt dallara ayrılması üzerine kurulu bir kitap.Kitapta sır olarak bahsedilen başlıklar sır değil tüm herkesin bildiği Bektaşiliğin özellikleri.Bu her bir başlık altında bilgiden ziyade yazarın yorumu daldan dala atladığı konular yer almakta.Kitap beklentimin çok çok altında kaldığını söyleyebilirim.
Hacı Bektaşi Velinin 14 Sırrı
Hacı Bektaşi Velinin 14 Sırrıİbrahim Murat · İlgi Kültür Sanat Yayınları​ · 200613 okunma
Türkler Anadolu’ya Malazgirt Savaşı (1071) ile mi girdi?
Bu sav, Selçuklu ordusunun kazandığı zaferin önemini vurgulayan bir yorumdur. Anadolu’nun, Malazgirt Savaşı’ndan önceki dönemlerde, Orta Asya / Turan kökenli Oğuz boyları tarafından istila edildiğini 8-11. yüzyıllara ait Gürcü, Ermeni, Süryani ve Arap vekai-nameleri yazmaktadır. Örneğin, 8. yüzyılda, yarı Şaman yarı Müslüman bir Türk topluluğunun
Sultan I. Ahmet'in başkadını ve nikahlı eşi, Sultan 4. murat'la Sultan İbrahim'in annesi, Sultan 4. Mehmet'in babaannesi olarak sarayda iktidar sahibi olan ve muazzam gücüyle tahta geçecek hükümdara dahi karar verme iradesi bulunan, 36 padişahtan 6 tanesinin ( 1. Ahmet, 1. Mustafa, 2 Osman, 4. Murat, İbrahim ve 4 Mehmet ) hükümdarlığına şahitlik eden tek kadın Kösem Sultan'dır.
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
İbrahim gazete için yukarıya danışacağını söylemişti. Kalem, defter için de danışacak... Buna karşılık, kahve, cigara serbest... İstediği kadar içebilir. Halbuki Dördüncü Murat devrinde tütün, kahve içtiklerinden dolayı on binlerce insanın boynu vurulmuş... Devirler değiştikçe hükümlerin değiştiği yüzde yüz... Acaba bir gün gelip sadece düşündüğünden, mesela evladını sevdiğinden dolayı da insanları mahpusa atacaklar mı? Şimdiden okuma-yazma, tehlikeli, şüpheli sayılmaya başladığına göre, herhalde böyle “yalınkat”, böyle insanlıktan, şefkatten nasipsiz bir devir pek uzakta olmasa gerek.
Sayfa 323Kitabı okudu
113 syf.
6/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Kitabın arka sayfasında da yazdığı gibi ; "Olaylar Ankara'da geçiyor ,gerisi çorap söküğü gibi.." Şehir hayatının herhangi bir kesitinde yollarımızın kesiştiği onlarca insanın hayatına güzel bir kurguyla bizi de dahil ediyor Barış Bıçakçı. İçinde hayata dair neler varsa onlar Yalın,içten,samimi,tanıdık ...Modern şehrin insan yanlızlıklarına hoşgeldiniz ... Okunması dileğiyle ...
Herkes Herkesle Dostmuş Gibi
Herkes Herkesle Dostmuş GibiBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20211,813 okunma
113 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"Ben de geçtim buradan. Bu dünyadan."
》Barış Bıçakçı'nın 2000'de yayımladığı ilk romanı. Benim de kendisiyle tanışma kitabım aynı zamanda. Büyük kentlerde yaşayan insanların küçük dertleri ve aralarındaki iletişimsizlik teması ele alınıyor. Hatta eserde yer alan kişiler yazarın daha sonra yayımlayacağı romanlarında da var olacak kişilermiş. 》Kitap kısa bir zaman dilimini
Herkes Herkesle Dostmuş Gibi
Herkes Herkesle Dostmuş GibiBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20211,813 okunma
80 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Stefan Zweig, okurken keyif aldığım yazarlarda biri. Duyguları yansıtmayı ve okuyucuya geçirebilmeyi çok iyi başarıyor. Sanki yazmıyor da duyguları adeta yaşıyor. Paris'te görkemli bir hayat süren Madam de Prie'nin kral tarafından sürgün edilmesiyle birlikte yaşadığı yalnızlığı ve bunalımı anlatıyor. Paris'te yaşadığı o görkemli ve kalabalık hayatı bulamayınca, eskisi gibi etrafından ilgi ve saygı görmeyince ruhsal ve fiziksel olarak bir çöküşe sürükleniyor. O hayatı yeniden yaşayabilmek için partiler düzenliyor ve inanılmaz paralar saçıyor. Ancak kafasında ise herkesin unutamayacağı ölüm planını düzenliyor. Ne kadar bunun böyle olacağına inansada ölüm haberi anında gelir geçer ve insanoğlu hayatına devam eder. Unutulmaz denen ne varsa anında unutuluverir. Düştüğünde yanında kimse kalmaz ve makamın, paranın getirdiği yalancı dostluklar bitiverir. İnsan ihtişamlı hayatın ışıltısına kapılmayıp yalnızkende hayatını devam edebilmeli, mutlu olabilmeli. Kitabın konusu güzeldi. Kısa ve tek oturuşta bitirilebilecek bir kitap.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · Panama Yayıncılık · 201776,8bin okunma
Resim