"Biz ki sevdamızı içimizde taşıdığımızı sanırdık, Paşa. Oysa aşk, perdenin altında bile saklanmazmış.Vazgeçmek için sevgilinin dudağından çıkan bir hayır yeter. Onun dışında ne ölüm, ne söylentiler, umrumda değil." dedi yaşlı mimar...
Ben ki aşkı Ayasofya’nın ışığından, sağ elimde tutttuğum güneşin yakıcılığından, sol elimde tuttuğum ayın ise gizeminden aldım. Gönül bir aşka bağlandığında ne kadar çırpınırsa o denli batar. Sizin bana edeceğinizi düşündüğünüz eziyetin bin katını kalbim bana yapmaktadır.
“Aşk, olmazsa sanır mısınız ki bunca şiirler söylensin, camiler yapılsın. Aşk, şairlerin ve ince ruhlu insanların sermayesidir. Sermaye olmazsa ne bir mısra dökülür ortaya ne de gün ışığının altında aydınlanan camiler.”
"Aşk" dedi Derviş Ali, dünyada kavuşmak için değildir. Kavuştuğunda aşk olmaktan çıkar. Vuslata eren gönül, gün gelir bıkıp usanır. İçinde her an ona kavuşma ümidi olmasa bunca camiyi, hanı, hamamı nasıl yapardın?"