Bu kitap için beklentilerim çok yüksekti.Böyle bir konuyu baz alan kitap bu kadar basit olmamalı fikrimce. Sevdim. Gittim. Geldim. Yürüdüm. mimar sinanla mihrimahın hikayesi bu kadar yavan değil ve öylede anlatılmamalı.Böyle basit olmamalı.. Kısacası beğenmedim.
bir kitabın içi bu kadar boş olabilir. tarihi bir yalan abartılarak işlenmiş. özellikle mimar sinan insan zihninde cok farklı canlanıyor. tek derdinin mihrimah oldugunu düşünüyorsunuz. şöyle bir soru geliyor aklıma madem mihrimah mimar sinanın tek derdi, niçin cıraklık kalfalık ve ustalık eserlerinden hiç biri mihrimah cami degil. ve nasıl oluyorda bir halifenin kızı yani mihrimah sultan bir ordunun içinde saclarını savurarak geziyor. kitap yarım kalmasın diye bitirdim. zaten yarısı yoktu..
bir kaç övgü dolu yorumlara bakarak okumaya başladığım koskoca tarihin ve ve yaşanılan aşkın gerçekliği ne kadar tartışılsada bir kaç sayfayla anlatılmaya çalışılması benim için tam bir hayal kırıklığıydı aklınızda başka kitaplar varsa bu kitabı es geçebilir hatta unutabilirsiniz derim kısacası çok vasattı
Mimar Sinanın Mihrimah sultana karşı büyük aşkını anlatıyor bu kadar yaş farkına rağmen böyle bir aşk nasıl olabilir bilmiyorum ama AŞK güzel işlenmiş .
Tarih her zaman bilinmezlerle dolu bizim için. Ve tarihle ilgili romanlar yazan her yazar gibi bu yazar da kendi hikayesi, kendi bakış açısıyla yazmış bu kitabı. Yaşam da bir de bu bakış açısı varmış dedirten bir anlatım.
Aşk! Dedi Derviş Ali, dünyada kavuşmak için değildir. Kavuştuğunda aşk olmaktan çıkar. Vuslata eren gönül gün gelir bıkıp usanır. İçinde her an ona kavuşma ümidi olmasa bunca camiyi hanı hamamı nasıl yapardın.
Sabır isteyeceksin Koca Sinan sabır.