Ama devrimlerin kanununu aramak bakırı altın yapacak sıvıyı aramak gibidir.
302 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Şüphesiz insan tarihi , geçmişi bilmek zorundadır!
İlber Ortaylı bu kitabında tarihte tartışılan,yanlış bilinen ve anlatılan konulara açıklık getirmiş. Bunları sohbet tarzında (sosyal medyada katıldığı programlarda dinlediğim gibi) okudum. Son derece akıcı, yalın bir dille anlatmış. Yer yer röportajlara yer vermesi kitabı daha keyifli hale getirmiş. Kitabın sonlarına doğru İstanbul hakkında yaptığı yorumlara maalesef hak vermemek elde değil bu kadar tarihi dokusuyla,güzelliğiyle dolu bu koca şehri peyderpey çirkinliklere boğmak üzücü ve yine maalesef ki yaşadığım şehri,İstanbul’u, bitiren bir millet olarak tarihe geçeceğiz. Tarihten kalan bir taş , bir yazıya bile kıymet vermek dileğiyle… İyi okumalar dilerim .
İmparatorluğun Son Nefesi
İmparatorluğun Son Nefesiİlber Ortaylı · Timaş yayınları · 20141,179 okunma
Reklam
Ne Süleymaniye ne Topkapı İstanbul’un asıl meselesi ormanların içine girilmesi çarpık yapılaşma ve görgüsüz burjuvazi.İstanbul böyle giderse gerçekten biter en acısı da biz İstanbul’u alan değil, İstanbul’u bitiren millet olarak tarihe geçeriz.
Sayfa 274Kitabı okudu
Üretemeyen toplumların siyasal söylemi de ideolojik çizgileri de tutarsız hatta bazen çocukça oluyor.
Sayfa 255Kitabı okudu
Cumhuriyet, devamlılıktır. Osmanlı, Türklerin imparatorluğuydu;bu da Türklerin cumhuriyetidir.
1923 koşullarında halkta cımhuriyetin bir karşılığı var mı?
Türk halkı sadece asayişi sever, itaat edeceği otoritenin düzgünlüğüne bakar. Gerçekten kuvvetli mi ve asıl önemlisi adil mi , halka refah getirebiliyor mu, buna bakar .
Sayfa 205Kitabı okudu
Reklam
Osmanlının son nefesi
Bir inkılâp mıydı? Yoksa, tarihi ömrünü tamamlamış bir imparatorluğun, son çabalanışı mı? Bu sorulara çeşitli cevaplar verilebilir... Ama şu da bir gerçektir ki, artık kuruyacak olan ulu meyve ağaçlarının, son nefeslerinden önce, bütün çiçeklerinin açılışı ve son meyvelerini verişi gibi, Osmanlı devleti de son nefesini yaşarken, tarih sahnesine, çeşitli yetersizliklerine rağmen, İdeal ve İhtirasları sınırsız, bir altın nesil verebildi. Hatta biz; bu son topraklar üstünde son devletimizi bile, bu son neslin, yenilgi kabul etmeyen hayat hamlesine borçluyuz...
Dünyayı öğrenmek isteyen kişi coğrafya ve tarih bilmek zorundadır. Bunun için de elbette filolojisi çok önemlidir.
Dâhiler daima ileriyi isterler. Farklı insanlar, geleceği farklı görürler.
Sayfa 192Kitabı okudu
Reklam
Kitaplar satılıktır. İlgilenen arkadaşlar dönüş yapabilir. Akdes Nimet Kurat- Türkiye ve Rusya XVIII. Yüzyıl Sonundan Kurtuluş Savaşına Kadar Türk-Rus İlişkileri Yusuf Halaçoğlu- XIV-XVII Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı J. M. Roberts- Avrupa Tarihi Fahir Armaoğlu- 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi Kemal H. Karpat- Türk Demokrasi Tarihi Kemal H. Karpat- Türk Siyasi Tarihi Sina Akşin- Yakın Tarihimizi Sorgulamak İlber Ortaylı- İmparatorluğun Son Nefesi Faruk Yılmaz- Türk Anayasa Tarihi Bülent Tanör- Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri Erik Jan Zürcher- Modernleşen Türkiye'nin Tarihi Halil İnalcık- Kuruluş Fahir Armaoğlu- 19.Yüzyıl Siyasi Tarihi
Trabzon, kıyıda demirlemiş, her biri aşağı yukarı ikişer grostonluk dört paslı askerî nakliye sefinesi ile, mazı ve akçaağaçlar içinde âdeta kaybolan Fâtih Câmii ve çevresindeki, herbiri mütevâzı birer mimârî şâheseri olan küçük evler ile, başta Zağnos Paşa’nınki olmaküzere taş köprüleri ve nice câmi ile, Küçük Ayvasıl Kilisesi, hükümet binâları,
Osmanlı Devleti olarak 1. Dünya Savaşı'na 29 Ekim 1914'te girdik. Yıllardır anlatılan ve nesillere ezberletilen bir yanlış da Yavuz ve Midilli isimli zırhlı Osmanlı gemilerinin sözde bize haber vermeden, başlarına fes giyerek ve Türk bayrağı takarak Karadeniz'e çıkmış ve Rus limanlarını bombalamış olmasıdır. Biz de mecburen bu yüzden savaşa girmek zorunda kalmışız... Bu yalan, maalesef kendi devletimize ve ordumuza atılmış bir iftiradır. Rus limanlarının bombalanması emri bizatihi Enver Paşa ve Bahriye Nazırı Cemal Paşa tarafından Alman komutan ve askerlere yazılı olarak verilmiştir. Aksi takdirde, bu derece ciddi bir olaydan ordu komutanlarımızın ve devlet erkanının haberinin olmaması son derece küçük düşürücü bir hadise olur. (İlber Ortaylı, İmparatorluğun Son Nefesi, Timaş Yayınları, s.142)
805 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.