İşin Aslı, Judit ve Sonrası kitabında üç anlatıcının olması ve yaşanan olaylarla ilgili her anlatıcının farklı bakış açısını ve hissettiklerini okumak ayrı bir keyif vermişti.
Dokunmadan kitabını bitirdiğimde ana karakterin yaşadığı duyguları gerçekten hissettiğim için çok sevmiştim, bu yüzden aslında daha çok
Nermin Yıldırım'ı sevdim, ne yazarsa okurum diyebileceğim bir yazarla tanışmış oldum.
Uzakların Şarkısı kitabı bu yılın en beğendiğim kitabı oldu, kurgusu akıcılığı aldı götürdü beni, okurken kitabı elimden bırakamadım, kitabın farklı bir efsunlu havası var sanki nedendir bilmiyorum.
Yuva kitaplarını da çok sevdim ama öyle merak unsuru uyandıracak bir kurguya sahip değiller, yavaş yavaş okunarak cümlelerin tadına varılacak kitaplardı, insanlarla ilgili analizler de bir o kadar güzeldi.
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan kitabı da bu sene okurken sonunu en çok merak ettiğim kitap oldu. Kitabı bitirdiğimde kafam karışmış bir süre yaşananlardan hangisi gerçekti diye düşünmüştüm. Kafamda başa dönüp tekrar yaşananları yerine oturtmaya çalışmıştım, bu da kitaptan ayrı bir keyif almama sebep olmuştu.