Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
360 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
#okudumbitti #kitapyorum #kimseyegüvenme 360 Sayfa . "İlaçların etkisi onun için çok hoştu, rahatlatıyor, yalıtılmış hissettiriyordu. Aklı, sürekli yatak odasının penceresinden sokak festivalini izleyen bir çocuk gibi gözlerinin pencerelerine doğru üşüşürken, bu ilaçları içince kafatasının derinliklerinde bir yere
Kimseye Güvenme
Kimseye GüvenmeAnthony Mosawi · Flamingo Yayınları · 201921 okunma
Tarih boyunca hiçbir istihbarat örgütünün yapamadığını Facebook ve Twitter yapmıştır.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
İstihbarat alt alanlarının hiyerarşik durumu, önem düzeyi ve sınırları büyük ölçüde milli kimlik temelinde düzenlenmektedir. Bu durumu açıklayan en iyi örnekler terörle mücadele istihbaratı ve suç istihbaratı alanlarının toplumsal bağlam ve milli kimlik ile doğrudan ilişkileridir. Bu bağlamda milli kimlik, nelerin ve nasıl bilinip öngörülmesi gerektiği, nelerin korunması gerektiği sorularının cevaplarını ve istikametlerini belirlemektedir.
Emperyalist ülke istihbarat örgütlerinin, sömürmeye devam etmek istedikleri ülkelerin içinde karışıklıklar çıkartmakta kullandıkları birkaç önemli silahtan biri etnik meseleler. Buna din ve mezhep gibi ayrımları da ekleyince, gelsin terör, silah, kan, gözyaşı.
Sayfa 275Kitabı okudu
DOĞU TÜRKİSTAN
Dünyadan tamamen tecrit edilen Doğu Türkistan halkı, yer altı ve yer üstü kaynakları sömürülen, yönetici olarak Çinlilerin akıl almaz hakaret ve zulümlerine maruz bırakılan, ellerindeki mümbit arazileri alınıp Çinli göçmenlere peşkeş çekilen, buna mukabil kendilerine çöl kenarlarında çorak araziler tahsis edilen, dini ve milli kimliğinden arındırılan, bütün zenginliğine rağmen fakir ve cahil bırakılan, demografik yapısı değiştirilen, kota fazlası doğum yapan kadınlarına zorla ve hijyenik olmayan şartlarda kürtaj yapılan, toprakları nükleer deneme sahasına döndürülen, dinî ve milli değerleri alenen aşağılanan, Ramazan aylarında zorla içki içtirilen, camilerine akbil gibi kartlarla turnikelerden girilen, camileri yıkılan, yıkılmayanları eğlence mekânlarına çevrilen, kabristanları tarumar edilen, ÇKP'nin fabrikalarında modern köle işçi olarak çocukları "melek evleri" denilen asimile kamplarına tıkılan, genç kızları rızaları dışında Çinli erkeklerle evlendirilmeye zorlanan, zorunlu olarak 1 ile 3 ay arasında Çin istihbarat elemanlarının adına "kardeş aile projesi" denilerek evlerine yerleştirilen ve 2017 sonrasında ise sözde eğitim özde soykırım kamplarının yürürlüğe sokulmasıyla da soykırıma maruz bırakılıp tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılan 35 milyon Müslüman-Türk vatanlarında var olma mücadelesi vermektedir.
Daha klasik bir güzelliğe sahip olan diğer adama gelince... Işık bile yüzünün zarifliğinden mahcup olduğu için uzak duruyordu; haklı olarak. Güzel ama neredeyse okunaksız bir yüz. Asıl dikkat etmem gereken kişi buydu - karanlıktaki hançer. Sahiden de belinde, obsidiyen saplı, siyah kınında daha önce hiç görmediğim gümüş rün kabartmaları olan bir hançer taşıyordu. Rhys, “Bu Azriel,” dedi, “istihbarat subayım.”
Sayfa 169 - DexKitabı okudu
Reklam
Necip Fazıl da şimdi Türkeş gibi sıkıyönetim ilanı talep etmekte, sıkıyönetim idaresinin yargısız infazlara ve işkenceye başvurmasını istemektedir. Necip Fazıl bunları "son çare" olarak 9 maddelik bir öneri listesi şeklinde devlete şöyle sunar: 1- Örfi İdare ve başında şiddetle milliyetçi bir kumandan... 2- Bütün sol basının çanına ot... 3- Duvarlara yazı yazanların arkalarından kurşunlanması... 4- Bankalarda teknik fare kapanı ve her türlü tertibat... 5- Herhangi bir vakada failleri mutlaka ele geçirmenin polis dehası... 6- Ele geçene, sonun kadar söyletinceye ve çorabın son düğümünü gösterinceye dek sopa... 7- Evlerden başlayarak yurtlarda, üniversitelerde, mekteplerde, derneklerde, her türlü toplantı yerlerinde (dezenfeksiyon-mikrop öldürme) ameliyesi... 8- Yepyeni bir istihbarat teşkilatı... 9- Benzerinin, andıranının, hatırlatanının, kuşkulandıranına kadar takip...
Sayfa 333Kitabı okudu
392 syf.
·
Puan vermedi
Pam Jenoff Paris'in Kayıp Kızları #kitapyorumu . Çok uzun zamandır okuduğum en iyi Pam Jenoff kitabı. Her ne kadar son 30-40 sayfasını okuyamamış olsamda yayınevinden hala haber bekliyorum ve elime ulaşır ulaşmaz o merakla beklenen son sayfalar okunacak. . Yazarın ikinci dünya savaşı sırasında gerçek hayattan esinlenerek yazdığı bir hikaye. Sanırım beni en çok etkileyen de bu durum. Kitap 1946 yılında Manhattan'da başlıyor. Grace, tren istasyonunda bulduğu bavulu merakla karıştırırken her biri bambaşka bir kadına ait fotoğraflar bulur. O an kalkan trenin sesi ile bavulu kapar ama fotoğrafları alır. Fotoğraflarda bulunan kadınlarının hikâyelerini merak eden Grace, araştırmaya başlar ve yolu Eleanor Trigg kesişir. . Bu kısımda1943 yılına, Eleanor'un hikâyesine dönüyoruz. Eleanor Ingiliz hükümeti için Özel Harekat Merkezinde hepsi kadınlardan oluşan bir istihbarat bölümü kurar. Burada eğitim gören on iki kadın, Işgal altındaki Fransa'ya telsiz operatörü ya da gizli mesajlar gönderen casus olarak gönderilir. En son Paris de adları geçen bu on iki kadından Hiçbiri evine dönmez. Ya bir ihanete kurban gittiler ya da kaçtılar. Ne olduğunu çözmeye kararlı ve kendini sorumlu tutan Eleanor iki yıl sonra, savaş bittikten sonra soluğu Paris de alır ve araştırmaya başlar. Bir yandan Grace diğer yandan Eleanor neler bulacak merak konusu.
Paris’in Kayıp Kızları
Paris’in Kayıp KızlarıPam Jenoff · Pegasus Yayınları · 202034 okunma
MİT'in adı o zaman Milli Amale Hizmet idi. Halk içindeki adıyla Milli Emniyet. Menderes ve Ahmet Salih Korur, Türkiye Cumhuriyeti'nin gizli servisinin CIA'dan para alarak iş yapmasına teşkilatın başındaki General Türkmen'in destek olduğunu saptıyorlardı. NATO Güneydoğu Kara Kuvvetleri Komutan Yardımcılığı da yapan General Türkmen, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'ndan MAH Başkanlığı'na atanmıştı. 1953'te geldiği bu görevden, 18 Nisan 1957'de Bağdat Büyükelçiliğine atanarak emekli edildi. Bu dönemde Coca Colanın Türkiye'ye girmesine aracı oldu, bu yolla milyarderler arasına katıldı. General Türkmen, 12 Eylül döneminin Dışişleri Bakanı, şimdi MHP üyesi olan İlter Türkmen'in babası.
Şizofren hastaların genellikle çok zengin ve renkli bir iç dünyaları vardır. Diğer insanlar ve hasta yakınları, o dünyada neler olup bittiğini hiç bilemedikleri için, hastaların bazı söz ve davranışlarından hiçbir şey anlamaz, onların saçma sapan konuştuğunu zannederler. Dışarıdan bakıldığında böyle görünse de bütün bunların genellikle kendi içinde bir anlamı vardır. Kimileri Yiğitte olduğu gibi peygamberdir, kraldır, başbakan ya da devlet başkanıdır. Yani herkesten üstün, gülü ve kudretlidir. Veya istihbarat birimlerinin peşinde koştuğu, yok etmek istediği bir insandır. Bütün dünya onun peşindedir, yani gerçek dünyada bir türlü kazanamadıkları önem ve itibarı bu hastalık onlara kazandırmıştır.
Reklam
Bazen bilinçdışını ülkelerin çok iyi çalışan istihbarat örgütlerine benzetirim. Bizi hiçbir şey atlamadan sürekli izler ve her şeyi tek tek kayda geçer. Bu kayıtları kurşun kalemle değil, sabit kalemle yapar. Ondan sonra artık onları oradan kimse silemez. Üstelik oraya kaydettiği şeyleri bize de göstermez. Bir yandan göstermezken, bir yandan da bundan sonra yaşayacağımız her şeye o yazılanların kokusu siner. Yani istihbarat örgütü bizi adeta fişler. Bize hiç hissettirmeden yaşadığımız sürece peşimizi bırakmaz ve tüm kararlarımıza müdahale eder.
Eski CIA ajanı Philippe Agee:
"CIA kendisinin en önemli düşmanları ve aleyhtarları hakkında geniş bir liste hazırlar. Bu liste bu kişilerin hayatlarını ve onların nasıl, nerede bulunabileceklerini de içerir. Amaç, askeri darbe olduğu zaman bu bilgi arşivini, o ülkenin gizli askeri istihbarat teşkilatına verip, bu kişilerin derhal bulunup tutuklanmalarını sağlamaktır. Darbe yapıldığında Amerikan aleyhtarları CIA'nın sızdırdığı liste sayesinde tutuklandıklarında, o ülkenin istihbarat teşkilatı üyeleri kurumlaşmış işkence yöntemlerini bu insanlar üzerinde uygularlar."
Sayfa 227 - KKYKitabı okudu
Acınası
Ordudaki istihbarat uzmanı, Çinli tercümanın tabancayla katledilmesinin ardından, üstlerinden birinin, "Zaten kadın çekik gözlünün tekiydi," yani Asyalıydı diyerek olayı savunduğunu söyledi...
Sayfa 87 - İthaki Yayınları- 1.baskı, 2019- haberKitabı okudu
176 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
KOD ADI: İRTİCA - 906
"Bir hakikat kalmasın alemde Allah'ım nihan." "Istiklal Marşı'nın yazarı, Milli Mücadele'de vaazları cephelerde dağıtılan, Kurtuluş Savaşı'nı veren Meclis'te milletvekilliği yapan, Anadolu'da isyanlari bastirmak için il il gezerek halkı İstiklal Savaşı'na çağıran Mehmed Akif'in, günün birinde kendi ülkesinde 'sakıncalı', 'mürteci'
Kod Adı : İrtica 906
Kod Adı : İrtica 906Muharrem Coşkun · Yeditepe Yayınları · 201520 okunma
Bazen bilinçdışını ülkelerin çok iyi çalışan istihbarat örgütlerine benzetirim. Bizi hiç bir şey atlamadan sürekli izler ve her şeyi tek tek kayda geçer. Bu kayıtları kurşun kalemle değil, sabit kalemle yapar. Ondan sonra artık onları oradan kimse silemez. Üstelik oraya kaydettiği şeyleri bize de göstermez. Bir yandan göstermezken, bir yandan da bundan sonra yaşayacağımız her şeye o yazılanların kokusu siner. Yani istihbarat örgütü bizi adeta fişler. Bize hiç hissettirmeden yaşadığımız sürece peşimizi bırakmaz ve tüm kararlarımıza müdahale eder.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.