Zünnun-ı Mısri şöyle demiştir: Nasıl ki beden hastalandığında yemeğin tadını alamıyorsa aynı şekilde kalp de günahlarla birlikte ibadetin tadını alamaz.
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Canım elinde olana yemin ederim ki biriniz kendisine babasından ve çocuğundan daha sevimli olmadığım sürece iman etmiş olmaz.
İman kapsamına kalbin marifeti, söz ve amel girdiğine göre imanın artışı amellerin artışıyla, imanın azalması da amellerin azalmasıyla meydana gelir. Seleften birçok zat "Taatle artar, masiyetle azalır" diyerek bunu açık bir şekilde ifade etmiştir.
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: İman ancak İslam ile, İslam da ancak iman iledir. Kişi konuşma esnasında "İmanı kabul ettim" dediği zaman İslam'a da girmiş olur. Yine o "İslam'ı kabul ettim" dediği zaman imana da girmiş olur.
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Yatağına yattığın zaman "Kafirun" suresini oku. Bu sureyi bitirdikten sonra da uyu. Çünkü bu sure şirkten beraattir kişiyi şirkten uzaklaştırır.
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kendisinden başka ilah bulunmayan Allah'a yemin olsun ki, yeryüzünde dil kadar uzun süre hapsedilmesi gereken başka bir şey yoktur.
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Bir evde tek başına geceyi geçirme. Çünkü şeytan sana yalnızken yaklaşma konusunda daha isteklidir.
Adı Abdullah olan İbn Ebi Şeybe 776 (159) yılında Kufe'de doğdu. On dört yaşında Kadı Şerik b. Abdullah'tan ders aldı. Abdullah b. Mübarek, Süfyan b. Uyeyne, Veki b. El-Cerrah gibi büyük muhaddislerden okudu. Kendisinden Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbn Mace, İbn Ebi Asım gibi önde gelen muhaddisler hadis aldılar. İbn Ebi Şeybe'nin rivayetleri özellikle Müslim ve İbn Mace'nin eserlerine kaynaklık etmiştir.
İbn Ebi Şeybe'nin olgunluk dönemi Mutezile mezhebinin devlet idaresine hakim olduğu yıllara (813-847) (Abbasiler) rastlamaktadır. İbn Ebi Şeybe 2 Ağustos 849 (8 Muharrem 235) tarihinde vefat etti.