Peygamber efendimiz bir gün eşi Hz. Ayşe'nin hırçınlık gösteren devesini zapt edebilmek için ona sert davrandığını görünce bu davranışını yadırgamış ona, "Ayşe! Hayvana yumuşak davran! Çünkü yumuşaklık nerede bulunursa orayı güzelleştirir. İçinde yumuşaklık bulunmayan her davranış çirkindir." demişti
Sevgili peygamberimiz, yiyip içtiklerinin temiz ve kaliteli olmasına dikkat ederdi. Asla yemek seçmez, önüne geleni geri çevirmezdi. İyice acıkmadan sofraya oturmaz, midesini tıka basa doldurmazdı.
Yemekten önce ve sonra ellerini, dişlerini tertemiz yıkardı.
O tatlıyı ve balı çok severdi. Meyvelerden elma, üzüm, yaş hurma, karpuz ve ayva yerdi. Hurmayla kavunu, karpuzu ve salatalığı birlikte yemekten hoşlanırdı. İçeceklerden sütü ve bal şerbetini severdi. Kuru hurmayla sütü birlikte yerdi.
Tencerenin dibinde kalan yemeği yemekten hoşlanırdı. Yemeğe asla üflemezdi. Sol eliyle yemezdi. Yanındakilere hep şöyle derdi: " Et yemeği dünya ve ahiret yemeklerinin şahıdır."
" Size kabak yemeğini tavsiye ederim. Zira o, zihni açar. Aklı geliştirir.
Sevgili peygamberimiz şakacıktan bile olsa yalan söylenmesini hoş karşılamazdı. Bir gün bir eve misafir olarak gitmişti. En sahibi kadın, çocuğuna seslendi: " Yavrum, haydi buraya gel! Bak sana çok sevdiğin bir şey vereceğim!"
Sevgili Peygamberimiz anneye sordu: " Ona ne vermeyi düşünüyorsun?"
Genç kadın cevap verdi: " Hurma vereceğim."
Kadından bu cevabı alan sevgili peygamberimiz şöyle dedi: " Eğer çağırıp da ona bir şey vermeseydin, sana bir yalan günahı yazılırdı."