İnsan nerede olursa olsun, aynı hissiyatı taşıyan kişilerle birlikte olunca aşılmaz sanılan zorluk dağları bir bir aşılırdı. Sıkıntılar hafifler, yollar kısalır, menzil yakınlaşırdı.İman dolu gönüller, İslam'ın kardeşlik potasında büyüyen yüce duygularla omuz omuza verince ölümcül çöllerde, hayat veren vahalar zuhur ederdi. Viran yerler bayındır olur, toprak münbitleşir, ot bitmez kıraç topraklarda rengarenk çiçekler açar, cennetvari gülistan'a dönerdi.Evet, her biri birer iman kütlesi olan dostlarla birlikte bulunuyor olmanın tadı başka, sevinci başkaydı. Böyle dostlarla, doğru bir ifade ile kardeşlerle birlikte zindanda olmak, aslında cennetin Tuba Ağacı altında gölgelenmek demekti. O halde zindanın medreseye dönüşmemesi için hiçbir sebep yoktu.....
Çölün ortasında yalnız başına kalan, sıcak ve susuzluktan ölmek üzere olan birisinin aniden serin, hayat dolu, yemyeşil bir vahayla karşılaşmasında duyduğu sevinç kadar
sevindirmişti..