Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

60'lar Hikaye, 70'ler Terane, 80'ler Şahane

Muharrem Kaşıtoğlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Nostalji
Leblebi Tozu Güzeldi leblebi tozu... Manyakçaydı evet, tehlikeliydi evet, ama güzeldi işte! Aslında ya sarı tozlar güzeldi ya da çocukluğumuz onu güzel kılıyordu. Hangisi olduğununa karar vermek çok zor... Öyle ya da böyle bayıla bayıla yerdik. Kaç defa boğazımıza kaçarak ölme tehlikesi geçirdik kimbilir... Birçok çocuk, leblebi tozu yerken ölümden dönmüştür. Amma çok eğlenceliydi işte, gerisi hikaye!...
Sayfa 44 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Nostalji
Ahhh o siyah önlükler ve kar beyazı yakalıklar! O dönem nasıl da nefret ederdik ama gelin bir de şimdi sorun bize! Yeniden giymek için can atarız, can! ... Sonraları siyah önlükler kalktı ve önce mavi, daha sonra da diğer renklerde önlükler giyilmeye başlandı. Fakat biz siyah önlük giyip beyaz yaka takan nesil, her zaman şimdiki nesilden daha şanslı olacağız! Evet, birçoğumuz siyah önlük giymek ve yakalığımız yana kaymış vaziyette, tebeşir tozlarına bulunmak istiyoruz! Keşke, keşke...
Sayfa 40 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Nostalji
Eti Reklamı Fazla bir şey yazmaya gerek yok; aşağıdaki satırları okuyan herkes, hâlâ dillerden düşmeyen bu cıngılı hemen söylemeye başlayacaktır: "Bir bilmecem var çocuklar, Haydi sor sor, Çayda kahvaltıda yenir, Acaba nedir nedir? Bisküvi denince akla, Tamam şimdi buldum, Hemen onun adı gelir, Eti eti eti!"
Sayfa 16 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Nostalji
"Eğer bir maniniz yoksa, annemler bugün size gelecek." Ne de çok duyardık bu sözü! Hepimiz, o dönemlerdeki çocukluğumuz boyunca annelerimiz tarafından haber vermek üzere komşuya mutlaka en az birkaç kez gönderilmişizdir. Haber vermek için gönderildiğimiz o kapının açıldığı ana kadar çektiğimiz heyecan belki de hâlâ hepimizin aklındadır.
Sayfa 10 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Pazartesi sabahları "Türküm, doğruyum" ile başlayan hafta, cuma günleri "Korkma sönmez" ile biterdi ve herkes sevinç içinde evlerine koşardı. Pazartesi en sevmediğimiz, cuma en sevdiğimiz gündü ve hâlâ da öyledir!
Sayfa 39 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Kemalettin Tuğcu Onu çocuklar için diğer yazarlardan ayıran en önemli cümle, belki de Yılmaz Erdoğan'ın da dediği gibi "bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı" cümlesiydi. Kemalettin Tuğcu'nun romanları çok acıklıydı ama çoğunlukla hep mutlu sonla biterdi. En azından bu bile bir teselliydi ve mutlu sonlara olan inancımız güçlenirdi. Ayakları tutmadığı için tekerlekli sandalyeye mahkum olan Tuğcu, sayısını belki de kendisinin bile hatırlayamadığı kadar çok hikaye yazmış, ezilen, acı çeken çocukların dramlarını hikayelerine ana konu yapmıştır.
Sayfa 50 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Adile Naşit ve Uykudan Önce Çok sevimli, sımsıcak bir kadındı Adile Naşit... Ağlaması, gülmesi, oynaması, şarkı söylemesi, muziplikleri hâlâ aklımızdadır... Münir Özkul'la başrol oynadıkları o sıcacık aile filmlerinin tadı zihinlerimizde aynen duruyor. Tarık Akan'la oynadığı bir filmde, evde kalmış geçkince bir kızı oynuyor, Tarık Akan'a âşık oluyor, onun kaçmasına engel olmak için Tarık Akan'a sarıldığında boyu Tarık Akan'ın beline geliyordu. Bu filmdeki rolünde inanılmaz komikti ve gülmekten insanın gözünden yaş getiriyordu. Ama biz onu, Hababam Sınıfı'nda Hafize Ana rolüyle kalbimizin en derin köşesine sakladık.
Sayfa 60 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.