Çocuk belli bir mesafede ayakta dikilirken, ihtiyar sabit gözlerle ona baktı.
“Otur!”
“İstemiyorum!”
“Sana bir şey yapacak değilim.”
“Beni aradıklarım biliyorsunuz, beni teslim edeceksiniz.” “Hayır, niyetim bu değil.”
“Sizin niyetiniz de herkesinkiyle aynı.’
“Yanılıyorsun!”
“Beni neden ta buralara kadar getirdiniz?”
“Uzak olsun diye.”
“Nereden uzak?”
“İnsanlardan.”
“İnsanlarla sorunum yok benim.”
“Seni gören herhangi biri ihbar edebilir.”
“Sizin de yapacağınız gibi, değil mi?”
“Hayır!”
“Siz de diğerleri gibisiniz.”
“Senin hayatını kurtardım.”
“Karşılığında bir şey almak için olmalı.”
İhtiyar suskunluğunu korudu. On metre uzağındaki çocuk, hayal kırıklığı işeme isteğine yol açmış gibi küçük bir daire çizerek huzursuzca kıpırdanıyordu.
“Neden kaçtığını bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum. Çocuk hareket etmeyi bıraktı.
“Benim tek bildiğim, kâhyanın hükmünün buralarda geçmedi