Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aktüel Tarih - Sayı 9

Aktüel Tarih Dergisi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Avrupa’ da inşa edilen Reformasyon hareketi ortaya çıkarken kendisine ezeli bir düşman edinmeliydi. İlk bakışta bu düşman Papalık gibi görünebilir. Ancak her şeye rağmen Avrupa’ da sayısız destekçisi olan bir kurumu yegâne düşman ilân etmek kolay değildi. Bu sebeple icat edilen düşman “Türkler” oldu. Hatta bir adım daha ileri giden Reform hareketi, Türkler ile Papalık arasında bir ilişki kurma eğilimi sergiler: “Papa deccalın ruhu ise, Türk onun bedeni, yani etidir. Biri bedenleri, diğeri ruhları öldürmektedir.” Bu sözlerden anlaşıldığı üzere Papa ve Türkler tek düşmandır ve ortak özde müstakil bir nefretin tezahürü hâline gelirler.
“İnsanoğlu kötülük sembolleri yaratmaya devam edecektir!”
Reklam
Son Asurca Etena efsanesi, adını hikâyenin ilk başlangıç mısrasındaki “Nefret edilen şehir” ifadesinden almıştır. Çünkü insanların çoğalmasından semadaki tanrılar rahatsız olmuştur. Oysa yeryüzü ve yer altı suları Tanrısı Enki onları organize etmek ve düzenli bir toplum hâline getirmek istiyordu. Enki’ nin insanları koruma ve onlara medeniyeti getirmesi teması Sümer ve Babil Mitolojisinde çok sık görülmektedir. Hatta Sümerce Nuh Tufanı’ nın anlatıldığı metinde de aynı tema ile karşılaşırız. Nitekim Enki’ nin torunu Aşk Tanrıçası İştar insanoğlunu idare edecek bir çoban yani bir hükümdar seçmeyi çok arzu etmektedir. Ancak henüz ortada bir hükümdar ve taht yoktur. Onlar hâlâ semadaki yüce Tanrı Anu’ nun önünde durmaktadır. İşte Iştar’ ın bu arzusu üzerine hükümdarlık semadan ünsanoğluna indirildi.
Hristiyanlar da o dönem kendi durumlarının son derece vahim olduğunun farkındadır. Eksikliklerini tespit etmek ve gidermek amacıyla kendilerini birçok açıdan Türklerle karşılaştırırlar. Özellikle askerî alandaki bu kıyaslamalar sonucunda Türk askerlerinin disiplinli ve ahlaki yönden üstün oluşları ortaya konulur. Türklerin başarıları tecrübe, bedensel güç, zorluklara ve yoksunluklara dayanma gücü ile ilişkilendirilir. Türk kadını da bu bağlamda mercek altına alınır. Örneğin Türk kadınını onur ve erdem açısından Hristiyan kadınlarıyla karşılaştıran -Captivus Septemcastrensis- (1422- 1502) bu karşılaştırmanın galibinin her yönüyle Türk kadını olduğunu ileri sürer. Alman teolog Sebastian Frank (1499-1543) ise “Eğer güneşin aydınlattığı herhangi bir yerde çok çalışkan ve kadınlarının onuruyla gururlanabilecek bir halk varsa o da Türklerdir” şeklinde görüşlerini ortaya koyar.
Arap dilinde veba (ta’ un) terimi “delmek” ya da “vurmak” (ta’ ana) fiilinden türetilmiştir ve dilbilimsel olarak da savaşçı bir metafor içermektedir. 19. yüzyılda mikrop teorisinin ortaya atılmasından önce İslâm topraklarında salgın hastalıklar birçok kişi tarafından, içinden illetli mahlukatın görünmez oklar attığı ve nemli ruhların insanların bedenlerine girdiği, havanın bozulması olarak kavramsallaştırılmıştır. Hem gerçek hem de manevi cezalandırmalardan kaçınmak için genellikle saltanat mensubu ya da seçkin rütbeli müslümanlar, modern öncesi İslâmî tılsımlı gömlekler giymeye yönelmişlerdir.
“Doğu Roma ve dolayısıyla Avarlar hakkında da bilgiler veren tarihçi Priskos’ a göre Avar göçünün sebebi grifonlardı. Priskos’ un aktardığı efsaneye göre Avarlar, Sabarları yerlerinden ettikten sonra bir sis çöker ve insan ırkını yemek isteyen bir grifon sürüsü üstlerine biner. Bu hadise sonucu Avarlar, memleketlerinden ayrılmak zorunda kalmışlardır. Macaristan’ daki Avar metal işlemelerinde sıklıkla karşılaşılan grifon betimlemelerinin sebebi de bu efsanedir.”
Reklam
“Yeryüzünü yaratırken Tanrı Ülgen’ e yardım edem Erlik, suyun altına girip toprak çıkarmakla görevlendirilir. Ülgen, ‘Bu topraktan yer olsun!’ der ve yer olur. Erlik tekrar suya daldığında toprağın birazını saklayarak kendisine bir dünya yaratmak ister. Toprağın bir kısmını ağzına saklar. Su yüzüne çıktığında Tanrı Ülgen tekrar ‘Yer olsun!’ der. Bu sırada Erlik’ in ağzındaki toprak da büyümeye başlar ve boğulmak üzere olan Erlik can havliyle ağzındaki toprağı tükürür.” (Erlik’ in tükürdüğü topraklar yeryüzündeki dağları oluşturur. Erlik bunu yapmasaydı yeryüzü dümdüz olurdu ve insanlar dağları aşmak gibi meşakkatli bir işle uğraşmak zorunda kalmazlardı.)
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.