Yolcu Ateşte Yanmak İle Yol Yanmaz

Aleviliğin Kayıp Bin Yılı (325-1325)

Erdoğan Çınar
Tarihin en alçak soykırımına karşı koydular. Bizans ordularını sayısız kereler mağlup ettiler. Anadolu'yu bir uçtan bir uca geçerek İstanbul kapılarına dayandılar. Tüm zamanların en soylu direnişini gerçekleştirip Aleviliğin hafızasına kazındılar. Halkın dilinde destan oldular. Divriği'de devlet kurdular. Bir deprem sonucu başkentleri yıkıldı. Yıkıntılar arasındaki halk hunharca kılıçtan geçirildi. Yenildiler, dağıldılar. Sürgünler ve yangınlar arasında örülmüş yüzyıllar geçirdiler. Toparlandılar, yeniden bir güç haline geldiler. Haçlı ordularını ardı ardına perişan ederek Anadolu'yu Katolik istilasından kurtardılar. Osmanlı'ya Batı Anadolu'yu ve Balkanları altın bir tepside sundular. Onlara dünya imparatorluğuna giden yolda rehberlik ettiler. Bunların hepsi geride kaldı. Anadolu'nun kadim halkı Aleviler şimdi kendi yurtlarının yabancıları oldular. İnançları işgal edildi, geçmişleri yağmalandı. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için asıl kimliklerini saklamak zorunda kaldılar. İnkar üzerlerine yapışıp kaldı. Dün Söylenmediği İçin Bugün Unutulan, Şimdi Yazılmazsa Yarın Kaybolacak Olan Tarumar Edilmiş Bir Alevi Tarihi Var... (Tanıtım Yazısından)
Yazar:
Erdoğan Çınar
Erdoğan Çınar
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 33 dk.Sayfa Sayısı: 196Basım Tarihi: Haziran 2007Yayınevi: Kalkedon Yayıncılık
ISBN: 9786054511600Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
196 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Yazarın daha önce bir kitabını daha okumuştum. O kitabı Anadoludaki alevilikten, Pir Sultan Abdal’dan bahsediyodu. Tabi başka bilgiler de mevcuttu. Aleviliğin aslında ne kadar farklı olduğunu ve dini katliamlardan dolayı nasıl da insanların çevrelerindeki dinlere göre uyarladığını anlatıyordu. Bu kitabında da verilen zaman aralıklarında Alevilerin yaşadıkları katliamlar, baskılar, zulümler anlatılıyor. Bunun dışında Aleviliğin tanımından, tarihi anlamından, neden şu anki anlamına geldiğinden bahsediyor. Çok güzel ve manidar bilgiler var. Bol bol alıntı yaptırdı bana zaten. Önceki kitabına da aynı yorumu yaptığımı hatırlıyorum bu kitabında söz edeceğim. Alevilik aynı geçmişten gelen bilinç seviyesinde ruhani yaşanan bir ritüel. Aynı zerdüştlük, budistlik vs gibi. İnsanlar ışıktır her şeyi yaratan da insandır her şey bu bilinç seviyesinden geliyor. Aynı holografik evrende anlatıldığı gibi. Işıklar yaşayıp tekrar ışık oluyor kendi devrini tamamlayana kadar. Bu inanış sadece Alevilikte değil de çok eskilere dayanan kadim dinlerde de mevcut. O yüzden çok özel. Fakat malesef ki asimile ediliyor bir çok şeyin bilinmesi istenmiyor. Uyanış istenmiyor. Bu nedenle Alevilik Müslümanlıkla birleşip Ali’ye ve Ehlibeyt’e dayandırılıyor ayakta kalabilmek için. Ama sorsanız kim bilir ki çoğu Alevi hala bu inançta. Öz yitirilmiş. Hayatta kalma dürtüsü her şeyi unutturmuş. Her zamanki gibi hep ezilmiş ve öldürülmüşler. Geçmişteki isimler bile değiştirilmiş. Yazar kaynakçalarını da belirterek güzel dayanaklandırıyor. Herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Diğer kitaplarını da okuyacağım yazarın mutlaka.
Aleviliğin Kayıp Bin Yılı (325-1325)
Aleviliğin Kayıp Bin Yılı (325-1325)Erdoğan Çınar · Kalkedon Yayıncılık · 200762 okunma
Reklam
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Aleviliği farklı bir yönden araştırmış yazar.aleviliği bir inançtan daha çok millet ulus gibi anlatmış ama hangi ulustan belli değil.bir inanç sistemi ama ne tür bir inanç sistemi tam acıklayamamış.anladım tek şey aleviler heterodost bir yapı.gerek hrıstılağın içinde gerek islamın içinde iken hep ezilmişler, kullanılmışlar ve cinsel sapıklıkla suçlanmışlar.hep mani ve mazdeizmle suçlanıyorlar bu inançları araştırmak şart oldu.
Aleviliğin Kayıp Bin Yılı (325-1325)
Aleviliğin Kayıp Bin Yılı (325-1325)Erdoğan Çınar · Kalkedon Yayıncılık · 200762 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.