Ana Tanrıça'nın İzinde kitaplarını, Ana Tanrıça'nın İzinde sözleri ve alıntılarını, Ana Tanrıça'nın İzinde yazarlarını, Ana Tanrıça'nın İzinde yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitap Kibele kültünün Anadolu'da ortaya çıkışından, Antik Yunan kültürüne ve oradan da Roma İmparatorluğu'na kadar yayılmasını ve yayıldığı kültürlerde ki değişimini anlatıyor.
Anadolu Kibele kültü hakkında yazılı kaynakların çok az olması nedeniyle, kabartma ve heykellerin yorumlanması ile sonuçlar çıkartmaya çalışmış yazar. Antik Yunan özellikle Roma kaynak konusunda daha zengin. İçerikte bu sayede gelişiyor.
Konular bazen birbirine benzer cümlelerle devam ediyor olsa da çok olumsuz bir durum değil. Çünkü bu konu hakkında yazılmış çok az kitap var ve böylesine ayrıntılı bir kitabı bulmuş olmak büyük bir şans. Yazı puntoları ise normalden daha küçük.
Ayrıca kitap Kibele ve Diyonsos kültlerinin hala kültürümüzün bir parçası olarak bugün bile yaşadığını düşündürdü bana.
Ana tanrıçanın belirli bir ibadet alanı olmaması, ibadetlerin dağlarda açık havada yapılması, törenlerde kadın-erkek ayrımı yapılmaması, müzik ve dans ile tanrıya / tanrıçaya ulaşma biçimi ve herhangi bir aracıya ihtiyaç duymama, aylık - yıllık törenlerde topluluğun ahlak kurallarına uymayanların belirlenmesi (cem törenlerindeki gibi), kucağında aslan ve ceylan tutan tanrıça simgeleri (Hacı Bektaş Veli'nin kucağında aslan ve ceylanla resmedilmesi) gibi özellikleri okuyunca alevi-bektaşi kültürünün kökeninde Dionysios ve Kibele kültü mü var sorusu defalarca aklıma geldi.
Anadolu tarihi öyle derin ki okudukça, hayran olmadan, şaşırmadan edemiyor insan. Kitap da inceleme alanında hakkını vermiş.
Meter'e (Kibele) yapılan adak sunuları, Midas kentine bakan yüksek bir dağ olan Türkmen Baba dahil, bölgedeki başka dağların zirvelerinde de bulunmuştur. Dağların Anası'na anayurdunda saygı gösterildiğini burada da görüyoruz.
Ne Anadolu'nun ne de Yunanlıların Ana Tanrıçası bir bereket tanrıçasıydı ama Romalılara göre bu özellik Magna Mater'in karakterinin ayrılmaz bir parçasıydı.
Erkek ve dişi üreme organlarını betimleyen adakların varlığının kanıtladığı gibi, bu hem insan cinsel gücünü hem de çorak tarlalara hayat vererek zengin ürünleri getirmesi nedeniyle, tarımı kapsıyordu.
Büyük tanrıça, tanrıça Cybele, Dindymus'un sahibesi tanrıça, evimden uzak olsun senin çılgınlıkların.
Başkalarını hiddete sal, başkalarını çıldırt sen. (Catullus)
Magna Mater (Kibele) aynı zamanda erkekleri yoldan çıkaran ve mahveden bir tanrıçaydı. Çevresinde kadınsı hadımlar bulunan bir tanrıça olarak, erkeğin kendi cinselliği hakkındaki kuşkularını, hatta korkusunu temsil ediyordu.