"Eylem giysileri diken Bir terziyim"
Ruhsal bunalımların kökenini tanrıdan kopmuşlukta görüyor, çünkü o inanç ve eylem adamı. Haksız mı?
Nuri Pakdil...
Gece, Kudüs ve Yalnızlık kelimeleri ile içselleşen şahsına münhasır kalem...
Bu kitap bana iyi geldi, çok iyi geldi. Mis kokulu bir çiçek gibi sayfaların arasından ruhuma âdeta kanal açıp aktı.
Nuri Pakdil’in var olduğu bir ülkede yaşıyor olmaktan son derece mutluyum. Bu bana güç veriyor; okudukça, anladıkça nasipleniyorum o'nun eylem ırmağından. Hani kimi insanlar konuşunca her şey dursun ve sussun, herkes onu dinlesin, kulak versin isteriz ya, okudukça bunu istedim. Tek solukta bitirilebilirdi, bitirmek istemedim. Sindire sindire okudum, aynı satırın üzerinde defalarca gidip geldim. Sonlanınca bu beklemedim burada paylaştım, ruhuma dokunan satırları.
Ne yazdığını ne yaptığını ya da nereye ulaşmaya çalıştığını anlamak için, önce onun hangi bağlamda konuştuğunu anlamak gerekir; Nuri Pakdil toprağı, ağacı, insanı, savunmak için mal tutkunluğuna, sömürüye, zulme, onursuzluğa, kimliksizliği karşı savaş açmak için oynatıyor kalemini. Dilbilgisi kurallarına bağlı kalmadan, kendi özgün üslubunu konuşturuyor her mısrasında.
İnsanlik dışı olan her şeye karşı açılmış bir savaşı var. Bu yüzden onun yazılarını anlamanın yolu onu anlamaktır. Şu anda, aramızda yaşayan bu kalem anlaşılmayı sonuna kadar hakediyor. Anlaşılmalı, tanınmalı, bilinmeli ve okunmalı.
Hala aramızda olduğu için şükürler olsun Allah'ım.