Kirden ağırlaşmış pencere örtüleriyle odam da, tıpkı kendim gibi, dış dünyaya ve hayata sırtını çevirmişti. Yatağım üzerine uzandım, gözlerimi yumdum ; görmek istemiyordum, umutsuzluk ve yenilgi yeriydi odam. Karabasan çöktü üstüme.
Ben neydim?
Ben neyim?
Nasıl ve ne zaman gelmiştim buraya?
Battaniyeyi üstüme çektim, başımı yastığa gömüp ağladım, ağladım.
Acıydı, sancılıydı gözyaşlarım...