Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aptal Gönderileri

Aptal kitaplarını, Aptal sözleri ve alıntılarını, Aptal yazarlarını, Aptal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir insan çok kötü olursa ona özünün iyi olma ihtimali yüzünden direkt düzgün bir muamele gösteriliyor. Ama insan hepten iyi bir insan ise birleşip suratına ossuruyorlar.
Kontrol et ki elinden sıyrılıp kaçmasın fırsat buldukça övdüğün naif hayatın.
Reklam
İnsan, sevdiğinin sevgisi kadar bencil olabiliyor. Bencilliğin temelde sizinle hiçbir alakasının olmayışı ve tamamen sevgiyle büyüyor olması ne garip.
Evvela aynadaki haline bakıp kendisine aşık olan ve ırzına geçen, ardından söz olacak diye kendisini nikahına alan insanın dünyasıdır bu.
Acının ve pişmanlığın var olan en doğal şey olması ile acıyı ve pişmanlığı yok sayarak yaşama arzusunun var olan en doğal şey olması arasındaki rekabete ömür deniyor.
Dertli olmak çok güzel. Sanki üzülmeyince bir anlamı yok yaşamanın. Mutlu olmaya utanıp gururla sabrediyoruz işte. Şahane.
Reklam
Önünde can verdiniz ihtiyaç duyulan her şeyin. Aynı çirkinliğe sahip çıktınız onaylanma arzusuyla.
Siz bana elbirliğiyle mümkün olan en parlak huzursuzluğu yaşatın. Ben aksatmadan servis ederim çok verimli acılarımı.
Kendime ait bir tarzım, hayata bakışım var mı bilmiyorum. Görünen o ki var bir şeyler. Görünür olma ihtiyacı bu demek ki. Kendime bile yansıtmalıyım kendimi. Kendimin yansıması olmalıyım yine kendime karşı. En nihayetinde eksilerek kendime dönmüş olmalıyım. Belki de ömür bunun için var. Fakat tecrübelerim şunu söylüyor ki insan kendisini eksilttikçe kendisindeki fazlalığı da görmeye başlıyor. Bir devri daim söz konusu. Yokluğumu idrak ediyorum var olduğumu ispatladıkça. Artık adını koyamadığım bir şeyi özlüyorum durmadan. Bir zamanlar her şeyi bilir gibiydim, her zaman her şeyi görür gibiydim, şimdiyse boş bakan gözlerimi dünyada gezdiriyorum. O bilmediğim halim dışında hiçbir şeyi görmez oldum. Üstelik sadece durarak yaptım bunu. Zaten meseleler ve hayat durma noktasına kendiliğinden geliveriyor, siz istemeseniz de. O noktada yine siz istemeseniz de durmaya başlıyorsunuz. Durmaktan başka yapacak hiçbir şeyim olmadığı halde durmayı tercih ettim. Durduğum halde durmak istedim. Bunu fark edemezler, içimdeki durma isteğini. Durduğum sürece bunu anlayamazlar, tahmin edemezler. Benim tek galibiyetim bu saydamlıktır. Sahip olduğum en belirgin şey."
"Kendime ait bir tarzım, hayata bakışım var mı bilmiyorum. Görünen o ki var bir şeyler. Görünür olma ihtiyacı bu demek ki. Kendime bile yansıtmalıyım kendimi. Kendimin yansıması olmalıyım yine kendime karşı. En nihayetinde eksilerek kendime dönmüş olmalıyım. Belki de ömür bunun için var. Fakat tecrübelerim şunu söylüyor ki insan kendisini eksilttikçe kendisindeki fazlalığı da görmeye başlıyor. Bir devri daim söz konusu. Yokluğumu idrak ediyorum var olduğumu ispatladıkça. Artık adını koyamadığım bir şeyi özlüyorum durmadan. Bir zamanlar her şeyi bilir gibiydim, her zaman her şeyi görür gibiydim, şimdiyse boş bakan gözlerimi dünyada gezdiriyorum. O bilmediğim halim dışında hiçbir şeyi görmez oldum. Üstelik sadece durarak yaptım bunu. Zaten meseleler ve hayat durma noktasına kendiliğinden geliveriyor, siz istemeseniz de. O noktada yine siz istemeseniz de durmaya başlıyorsunuz. Durmaktan başka yapacak hiçbir şeyim olmadığı halde durmayı tercih ettim. Durduğum halde durmak istedim. Bunu fark edemezler, içimdeki durma isteğini. Durduğum sürece bunu anlayamazlar, tahmin edemezler. Benim tek galibiyetim bu saydamlıktır. Sahip olduğum en belirgin şey."
Reklam
Dertli olmak hoşuma gidiyor. Dertli olmak çok güzel. Sanki üzülmeyince bir anlamı yok yaşananın. Mutlu olmaya utanıp gururla sabrediyoruz işte. Şahane.
Günün birine ait bütün anları kazanmak ümidiyle yaşlanıp, bütün hayal kırıklıklarını günün birine ertelemek ve yine toplam huzuru da aynı günden beklemek neden suç sayılmıyor? O hayatınızın bir gününe yüklediğiniz, hayatınızın bizzat kendisidir. Hem diğerlerinden hiçbir farkı olmayan o güne hem de hayatınıza haksızlıktır. Lütfen hayatınızı hayatınızın tümüne yayınız. Teşekkürler.
Sayfa 117Kitabı okudu
İnsan, hayatı boyunca hiçbir şey yapmadığını süresi bitene kadar fark edemez. Acının ve pişmanlığın var olan en doğal şey olması ile acıyı ve pişmanlığı yok sayarak yaşama arzusunun var olan en doğal şey olması arasındaki rekabete ömür deniyor. Yaşarken buna son vermek, yaşarken ölmektir. Yani yaşayarak ölmektir, ki şu son günlerde yaşamanın tek yolu buymuş gibi öğretiliyor. Belediyenin zehirlediği hayvanlar gibi yaşayın, en doğrusunu yapana kadar ölmeyin sakın.
Sayfa 102Kitabı okudu
İnsan, hiç kimse önemli olmadığında deliriyor sanırım. Ya da tersi çok önemli olduğunda. (Hayatın iki ucunda bizi bekliyor delilik. Önce bir yön seçmeye, sonra da delirmeye mecburuz.)
Eğer insanın yaşamındaki temel motivasyonu daha iyi bir buzdolabına sahip olmak ya da daha kötü bir buzdolabından korkmak değilse, içten içe doğru zannettiği bir hayatı sessizce yaşar ve bitirir. Kutsal düşünceleriyle ve ulvi çabalarıyla ağır ağır bir maymuna dönüşerek tamamlar yolculuğunu. Yüzlerce kez sinirlenir ve yine de acılı bir gülüşle kucaklar kendisini, mecburen. Eğer insanın yaşamındaki temel motivasyonu, güzel bir sabaha uyanmak ya da sakin bir geceye başlamak değilse; birden bire hayatın her anını sevdiğini zanneder ve yine kendine has sessizliğiyle övgüye boğar yalnızlığını. Soğukta üşümeden, sıcakta pişmeden, rüzgarda savrulmadan ve yağmurda ıslanmadan ölmek derdindedir, oda sıcaklığında ölmelidir insan. Sonra polis ve ambülans gelir. Hikayeler anlatılmaya başlanır. Hepsine inanılır, hepsine üzülünür. Sevmek isterken acınacak hale düşmek de mümkün, nefret ederken evliyaya dönüşmek de.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.