İnsanlar artık daha çok okuyorlar ama yanlış okuyorlar. Neden mi böyle düşünüyorum, buyurunuz: 1. Toplumumuz yavaş yavaş okumaya başlıyor, bunun bir alışkanlık hâline gelmesi okuma fiilinin dinamik bir şekilde, sürece yayılarak, rutin olmasına bağlıdır. 1.1. Maalesef toplumumuz pasif (edilgen) bir okuma anlayışına sahip. Halbuki okuma, yazarın-metnin-bağlamın niyetini çözmek ve çözümlenenle amel etmek (iş yapmak) demektir. Okuma, estetik amaçla yapılmadığı sürece okumadan önceki durumumuzla okuduktan sonraki durumumuz farklı olmalıdır. 2. Üretici dil bilgisinin kavramlarını ödünçlersek, toplumumuz okuduğu metnin yüzey yapısını (surface structure) anlamakta fakat derin yapısına (deep structure) inememektedir. 2.1. Metnin boşluklarına, altmetinlerine inmek için belirli bir metodu (yöntem) takip etmek şarttır. Bu metodun içeriğinde metnin temel argümanının ve argümanı destekleyen öncüllerin "kalitesi" (geçerlilik, ispatlanabilirlik, güncellik vd.) tespit edilmelidir. Bu metodu ilerleyen zamanlarda açacağım. 2.2. Metindeki derin yapıya nüfuz edememek,

Umberto Eco'nun okurun niyeti-yazarın niyeti-metnin niyeti olarak üçe ayırdığı perspektifleri kaçırmaya ve nihayetinde dağınık bir okumaya sebep olur. Şimdilik bu iki tespitle yetinmek istiyorum. İlerleyen zamanlarda yazıyı genişleteceğim. OKUMA ALIŞKANLIKLARI, ARGÜMANLARIN ÇÖZÜMLENMESİ VE METOT ÜZERİNE BİRKAÇ KİTAP: 1.

Düşünmenin Alfabesi 2.

Araştırmanın Alfabesi 3.

Kitapları Nasıl Okumalı 4.

Nasıl ve Neden Okumalıyız? 5.

Yorum ve Aşırı Yorum 6.

İfadelerin Gramatik Ayırımı

Geri 1 2

100 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.