". Mona Lisa'nın çevresinde fotoğraf çektirmeye çalışan sığ kalabalıklar vardı, işleri bitince hızla oradan uzaklaşıyor, belki müzeyi terk
ediyorlardı. Nice ziyaretçi sağa sola bakmadan koşturmakla meşguldü; yılda sekiz milyon ziyaretçi geliyor, gözlemlerim doğruysa, yüzde doksanı gelmiş-olmak-için-geliyordu.
Türkiye'den (ç)alıntı yapıtları gördükçe
düşünmeden edemedim: Topraklarımız bize Çatalhöyük dönemi, Mezopotamya uygarlıkları, Hitit, Yunan, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılardan mirastı. Bu yoğun tarihi katman hangi ülkeye nasip olmuştu ki?.."
"Fransız deniz subayı L. M. J. Viaud 1876'da İstanbul'a görevli gelince kentin mistik havasından etkilenir; Eyüp'e yerleşip Osmanlı'yı keşfetmeye çalışır. 1829'da Pierre Loti takma adıyla yazdığı Aziyade romanıyla Osmanlı'nın gündemine yerleşir, kitap Fransa'da da ses getirir. Romanda İstanbul'da görevli bir Fransız deniz subayının, Aziyade adlı genç bir Çerkez kızıyla yaşadığı gizli aşk anlatılır. Eyüp'te Pierre Loti'nin adını taşıyan tarihi kahveye komşu mezarlıkta, Aziyade'ye ait olduğu iddia edilen bir mezar vardır. O tepeye çıkan turistler, kahvelerini içtikten sonra rehberlerinin peşinden Çerkez kızın mezarını ziyarete koştururlar. Giderek popülerleşen mezar kapsamlı bir restorasyona tabi tutulur, kazıldığında iriyarı bir erkek iskeletiyle karşılaşırlar. Roditi'ye göre peçeli Osmanlı güzeli aslında bir erkek deniz subayıdır. Osmanlılar eşcinsel olan L.M.J. Viaud'u bir roman kahramanı ve kadim dost Pierre Loti olarak benimsedi. (Mehmet Halis Hoca'ya sorduğumda, bu iddianın konuşulduğunu, ama yazmaya cesaret edemediğini anlatmıştı.."