'' 22 dakika , '' dedi.
'' Ne? dedi Holm.
'' 22 dakika. Düzeltmen masasından kalkıp beş metre ötedeki Johannes Frisk'i alıp buraya gelmen tam 22 dakika sürdü. ''
'' Acil olduğunu söylemedin. Üstelik çok meşgulüm. ''
'' Acil demedim , Johannes Frisk'i alıp odama gelmeni söyledim. Hemen dedim , bunun anlamı , bu akşam , gelecek hafta ya da kıçını oturduğun koltuktan ne zaman kaldırabilirsen o zaman değil. ''