"O yok" dediler, ne kadar kolay söylediler. Ben mescidin kapısına yaslanıp hüngür hüngür ağlamaya başladım. Bir yandan da içimdeki hicran dillendiriyordum...
Ey insan damla olduğunu bilmeden ummana akmak mı istersin, unutma çamurda bir damlaydı. Nur ummanına akmak için aşkta yıkansana. Gayr-i Müslim hidayete erince aşk guslü alıyor. Sen kirin pasın içinde hala berrak damlayım diyorsun. Yun! Aşkın guslü kandan alınır.
İnsan Allah hakkında bilerek nereye kadar konuşabilir ki? Konuşulan yaradan, konuşan yaratılan. Konuşulan sonsuz, konuşan sonlu. Konuşulan mükemmel, konuşan yetersiz. Konuşma. Allah'a koş....
Yırtıcı bir aslanın gazabından kurtarılan kişi, bu iyiliği yapanın meşhur olup olmadığına bakmaz. Öyleyse insanlar niçin bilgiyi meşhur kişilerden alıyorlar?
Aşk yolculuğunun yakınlık ve uzaklık mesafesi olmaz.
Aşk Yolunda olanın "Ya bulamazsam?"derdi olmaz.
Sen yola düşmeden bir bak bakalım yüreğine,
Yosuna Kısmet olup düşmüş mü?
Onu gören gözlerim, etrafımda yaşanan kötülükleri gördüğünde, bana sormazlar mıydı? :
"Biz bir çift göz, bir güzel gördük. Yüzündeki nurla yıkandık. Şimdi bunlara bakmamızı bizden nasıl istersin Ya Üveys! "
Göklerin etrafında dönerek "insan" ı arar.
Peki insan nerede? Ey bacı,iki gözüm. Üzme beni, ezme beni bir üzüm gibi. Benden sana şarap olmaz. Ben aşkın gece ıslayayım, boşluğa ses veren...
İnsan nedir ki? Sadece bir nefes...
Var mıdır başka emaresi?
Bir nefes aldım aşk pazarından.
Ama kanımla aldım.
Ateşin içinde yürüyerek aldım.
Nefesimi, nefesin sahibinden başkasına satmam...