"Aşk nasıl da geçip gitti kapımızın önünden, bilemedik!" Sahi ya kapı diplerinde nasıl da aşındırdık yüreğimizi. Eskidik, eksildik, eksilttik... Cebimizde şıngırdayan bozuk paralar gibi yürüdükçe sesini duyduk madeni duygularımızın. Halbuki hep oturan taraftık o kapıda hep.. Yürümek kime ne? Oturmuşken elimize şu güzelim kitabı alsak fena olmaz gibi. Yüzyıllardır hiç eskimeyen bi konu çünkü bu. Konuşulur, tartışılır, anlatılır ama hep gündemde kalır. Sevgili yazarımız da ince ince dokumuş bu konuyu. Bazen bi şiirle, bazen bi alaycı gülümseyişle, bazen de altı çizilecek cümlelerle. Altı çizili demişken, şunu da çizeyim, bu da eksik kalmasın dediğim o kadar cümle oldu ki, eksik kaldıysa affola güzel kitap. "Vakitsiz aşk diyenler, vaktiniz var mı?" Yoksa eğer oturun okuyun, malum horozlar bile vakitsiz ötüyor bu devirde..