Asya Hun İmparatorluğu
Tilla Deniz BaykuzuSözler ve Alıntılar
Çin süvarileri karşılarında yardım bekleyen Hun komutanını değil tüm ordusuyla Hun ch'an-yüsünü buldu. Savaş hunların lehine bitti. Ch'an-yü Çin ordusunu ağır yenilgiye uğrattı. Çinli komutanlar bu yenilgiden sonra Çin'e döndüklerinde idam cezasına çarptırılacaklarından korktukları için Hunlara katıldılar.
Sayfa 105Kitabı okudu
Motun sesli oku kullanarak en sevdiği hanımını vurdu. (...) Bir gün babasıyla ava çıktılar. Oku babasına attı. Yanındakiler de sesli okun hedefi olan T'ou-man'ı oklayarak öldürdüler. Motun, daha sonra üvey annelerini, kardeşlerini ve itaat etmeyen vezirleri öldürerek kendini "Hun Ch'an-yüsü" ilan etti.
Tula Nehri Savaşı
Çin hükümeti bir kez daha ordu topladı. 60.000 atlı, 70.000 piyade, 10.000 Sert kundaklı yay (...) Bunun haberini alan Hun ch'an-ysü kadınları, çocukları ve mal-mülklerini Tula Nehri kuzeyine gönderip 100.000 kişilik orduyla onları Tula güneyinde karşıladı. Çin kaynaklarında "bir şey elde edilemediğini" söylemelerinden savaşın galibinin Hunlar olduğunu tahmin etmek zor olmaz.
Hunlar hakkındaki ilk Çin kayıtları
Uzun menzilli silahları yay ve ok, yakın dövüş silahları kama ve mızraktı. Kazanacaklarını anladıklarında ilerler, kaybedeceklerini anladıklarında geri çekilirler ve kaçmaktan utanmazlardı. Menfaatleri için protokol ve görgü kurallarını tanımazlardı. Hükümdardan halkına kadar herkes yetiştirdiği hayvanın etini yer, derisini giyer, postuna sarılırdı.
Sayfa 40Kitabı okudu
En kabul gören görüşlere göre ''Hun'' kelimesinin anlamı Türkçedeki ''Kün'' yani ''halk'', Moğolcadaki ''küm'' yani ''insanoğlu', Macarca ''him'' yani ''adam'' vs. anlamına gelmektedir.
Sıradan bir kadın Hun hatunu olamaz. Hiyerarşik düzende hatun daima sözü geçen bir kadındır ve diğer gözdelerin onunla yarışabilmesi mümkün değildir. Bu yüzden kanımca güzel bir kadın varlığının onu bu kadar korkuttuğu iddiası ancak utanç içindeki Çinlinin, imparatorunun aldığı büyük yenilgi ve yenilgi üzerine bırakılmasının üstünü örtmek için uydurulmuş çoçukça bir hikâyeden öteye gitmez.
"Ağaç lahitte yer alan ölülerden erkek olanı 50-60 yaşları arasında olup, sağ-sol omuz ve kolları üzerinde bulunan dövmeler hayvan üslubuna uygun olarak tasvir edilmiştir."
Sayfa 205 - 2. Pazırık Kurganı'ndan bahsedilmektedir.