Saltanatın yıkıldığına bu milletin hiçbir ferdinin artık şüphesi kalmamıştır. Çünkü arkadaşlar bunu telaffuz ettiğimiz bu zamanda pekala biliyoruz ki, saltanatı yıkmış olan yalnız bu kitabın yaprakları değildir. Ru söylediğimiz sözler bu kitabın içinde yazı halinde vücuda gelmeden evvel milletin vicdanından, ruhundan ve azminden doğmuştur. Ve millet hakkı olan ihtiyacının bunu elde etmekte olduğu nu anladıktan sonra buna da muvaffak olabilmek için behemehal başın da baykuş gibi daima duran bir mevcudiyeti esasından ve bütün temelleriyle bütün yüzyılların kökleştirdiği yerini, bu temellerin son taşını çakarıp havaya atmak suretiyle yapmıştır.
...Cumhuriyetle meşruti saltanat arasında çok ufak bir fark gördüm. Bence cumhuriyet şekli saltanatta muayyen zaman için değişmesi kabil olmayan salahiyetlere sahip muvakkat bir saltanat vardır.
Diğerinde ise ömrü oldukça Sultanlık edelı ve öldükten sonra da evladına veyahut akraba ve onun yakınlarına miras olarak kalan sultanlık vardır. Bu saltanat, bir adamın, bütün bir millete hakimlik etmesi, müstebit olması, bütün bir memleketi kendi mülkü sayması ve milleti de kendi emrine kayıtsız ve şartsız tabi bir köle sürüsü saymasıdır.
"Hristiyanları siz mi sürüyorsunuz, yoksa Anadolu'yu panik içinde kendileri mi terk ediyorlar?"
- Bu konuda hiçbir tedbir almış değiliz. Onları kalmak ya da gitmek konusunda tamamen serbest bıraktık. Onlar Yunan ordusunu takip eder ve kaçmaya çalışırken birçokları da geriye gelmektedir. Bugün aramızda iki göç biçimi görebilirsiniz. Birisi ayrılanlar, öbürü de dönenlerdir. Hepsi biliyor ki Hristiyanlar ister yabancı, ister bizim uyruktan olsunlar, her özgür memlekette kendilerine verilen tam özgürlükten, her zamanki gibi şimdi de yararlanacaklardır.