Sözler ve Alıntılar
"Savaş sırasında en başta iki şeyi düşüneceksin: Önce ayakkabılarını, sonra yiyeceğini, ama cahil halkın sandığı gibi önce ikincisini sonra birincisini değil, çünkü ayağında ayakkabısı olan yiyecek aramaya çıkabilir, oysa tersi olanaksızdır."
Sayfa 55Kitabı okudu
Doğayı öykünülecek bir örnek değil, yontulacak şekilsiz bir yığın ya da karşı konulacak bir düşman gibi görmek insanlık için ne tür bir başarı sayılabilir ki.
Can YayınlarıKitabı okudu
Artık her şey bir kaos içinde kalıyor, boz bulanık bir hiçliğin ortasındayım ama artık bunun ne olduğunu biliyorum ve her zaman bildiğimin de bilincindeyim; yeniden toplama kampındayım ve kamptan başka hiçbir şey gerçek değil. Ötesi, yalnızca kısa bir tatil, bir aldatmaca, bir düştü: ailem, çiçek açmış doğa, evim, her şey. Artık bu içsel düş, huzurlu ve dingin düş bitmiştir ve buz gibi soğuk suya giden dışsal düşte, çok iyi tanıdığım bir sesin yankılandığı duyuluyor: buyurucu değil, kısa ve tok bir sesle söylenen tek bir sözcük. Auschwitz'in korkuyla beklenen kalk borusu. ' Wstawác."
Sayfa 250Kitabı okudu
Uygar dünyaya anlatacak yığınla şeyim vardı; yalnız beni değil, herkesi ilgilendiren öyküler, kanlı öyküler ve sanıyordum ki hepsinin vicdanını enderin yerine kadar sarsacak öyküler.
Sayfa 59Kitabı okudu
Yoksun olduğu konuşma yeteneğine duyduğu özlem, kimsenin öğretmek zahmetine katlanmadığı sözcüklere olan gereksinimi, her an patlamaya hazır bir heyecan gibi bakışlarına yansımıştı sanki: Hem insanca hem yabanıl bir bakıştı bu, olgun ve yargılayan bir yanı da vardı; hiçbirimiz bu güçlü ve acı dolu gözlere bakmaya dayanamıyorduk.
Can YayınlarıKitabı okudu
“Uygar dünyaya anlatacak yığınla şeyim vardı; yalnız beni değil, herkesi ilgilendiren öyküler, kanlı öyküler…”