En Beğenilen Avcının Kaderi kitaplarını, en beğenilen Avcının Kaderi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Avcının Kaderi yazarlarını, en beğenilen Avcının Kaderi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1913 yılında I. Dünya Savaşı henüz patlak vermek üzereyken İngiliz ordusunda teğmen olarak görev yapmakta olan 21 yaşındaki Leon Courtney, kraliçeye hizmete devam etmek ile güzeller güzeli Altın Kıta Afrika’ya olan aşkı arasında ikilemde kalmıştır. Aslında bir ikilemden daha çok, ordudan ayrılmak için kendine bahaneler arama çabasındadır. Önünde sonunda o bahaneye kavuşur ve artık Afrika’yla başbaşadır.
Hayatının neredeyse tamamını bu cennet kara parçasında geçirmiş olan İngiliz asıllı yazar, diğer tüm eserlerinde olduğu gibi bu kitapta da Afrika’yı iliklerinize kadar hissetmenizi sağlıyor. Hatta kitap bittiğinde internetten Afrika’ya uçak bileti bakıyor bile olabilirsiniz :)
İçerik olarak Wilbur Smith fantastik öğelere başvurmaktan kaçınıyor ve gerçek hayatta karşımıza çıkabilecek olayları anlatıyor aslında. Savanada ilerlerken karşınıza bir aslanın çıkmasından bahsetmiyorum tabi :)
Kısaca, sürekli bir sonraki sayfayı merak edeceğiniz ve olayların içindeymiş gibi hissedeceğiniz muazzam bir eser.
Avcının KaderiWilbur Smith · Altın Kitaplar · 200963 okunma
Kermit korkmuş gibiydi. "Sen insanlara dikiş atmak
konusunda ne bilirsin ki?"
"Bir sürü ata ve köpeğe dikiş attım."
"Ben ne atım, ne de köpek."
"Hayır, o hayvanlar çok akıllıdır." Dönüp İsmail'e,
"Dikiş
takımını getir,
" dedi.
Leon,
"Silah sesi aslanları ürkütmez,
" diye garantiledi.
"Filler gibi değildirler. Onlarda kedi merakı vardır. Hatta
birkaç el silah sesi ilgilerini bile çekebilir."
Yuva tam onların hizasında, on metre aşağıdaydı. Kayadaki bir yarığa sıkıştırılmış kuru dallardan oluşan büyük bir platformu andırıyordu. Tepesi çanak şeklindeydi ve yeşil yapraklar, yosunlar dizilmişti. Çukur kısmın ortasında iki yavru kartal titrek bacaklarının üstünde duruyorlardı. O kadar küçüktüler ki başlarını güçlükle dik tutuyorlardı. Koca gagaları tüylü gövdelerine göre çok orantısızdı ve içinden çıktıkları yumurtaların kabukları daha uçlarında duruyordu.
"Çok çirkinler, ama aynı zamanda çok da sevimliler. Şu kocaman süt gibi gözlerine bak." Eva güldü, sonra başlarının üstünde çırpılan dev kanatların sesini duyunca korkuyla büzüldü. Önce dişi, sonra da erkek kartal öfkeyle haykırarak, pençelerini uzatmış, yuvalarını ve yavrularını korumaya hazır bir şekilde onlara doğru dalmıştı.