Babasız Evler

Heinrich Böll
“O”, yani çocuk dünyaya geldi ve Leo korkutmaya başladı: “Görevinden ayrılırsan, çocuğu bakımevine veririm.” Ama anne, sonunda görevini bırakmak zorunda kaldı. Uygun koşullarda belediye memurlarına verilmekte olan çorba, artık verilmiyordu. Karaborsa diye bir şey de kalmamıştı. Kimsenin çorba peşinde koştuğu yoktu. Yeni bir para sürülmüştü ortaya ve dükkânlarda, bir zamanlar karaborsada bile bulunmayan şeyler belirmişti. Anne, ağlıyordu sık sık. “O”, küçücüktü; adını, annenin adı olan “Wilma” koymuşlardı. Anne, bir fırıncının yanında yeni bir iş bulana kadar Leo’nun kızgınlığı sürdü. “Olay ellili yılların başında, Rhein Irmağı kıyılarında bir kentte geçer. Anlatılanlar, beş ayrı kişinin bilinç düzeyinden yansıtılır; bu beş kişinin de düşünce ve davranışlarını belirleyen olgu aynıdır: Kadınların kocaları, çocukların da babaları savaşta ölmüştür; bu insanlar artık yaşamlarını koruyucusuz sürdürmek zorundadırlar. Yazar, savaş sonrası için tipik sayılabilecek bu konumdan temellenen aksaklıkları değişik toplumsal kesimlerden gelen iki aile ve bu ailelerdeki değişik yaşta insanlar aracılığıyla betimler.” AHMET CEMAL
Yazar:
Heinrich Böll
Heinrich Böll
Çevirmen:
Ahmet Cemal
Ahmet Cemal
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 39 dk.Sayfa Sayısı: 376Basım Tarihi: Haziran 2018Yayınevi: Can YayınlarıOrijinal Adı: Haus Ohne Hüter
ISBN: 9789755106748Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
376 syf.
·
Puan vermedi
1972’de Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış Heinrich Böll’ün “en az bilinen” eserlerinden. IG platformunda bile arattığımda, umduğumdan çok az gönderi gördüm, şaşırdım. Şaşırma sebebim ise, güzelliğinden, vuruculuğundan. Orijinal ismi “Şapkasız/Çatısız Evler”e denk gelen roman, Ahmet Cemal “Babasız Evler” demeyi ne de güzel uygun görmüş. Almanya, iki büyük dünya savaşı görmüş bir ülke olarak, maddi açıdan belini düzeltmiş ülkelerin olabilir, ama şimdinin çocuk sahipleri, geçmişten günümüze değin “babasız evlerde” yaşamaya mahkûm edildi. Romanda da, savaşım iki büyük yıkıcı gücü olan “maddiyat ve maneviyat”ı iki erkek karakter, Martin ve Heinrich üzerinden anlatıyor. Martin ekonomik sorun yalamayan, annesinin görünmezliğinden bunalmış manevi kısmı, Heinrich ise, maddi güçlükler yüzünden kendisinin nefret ettiği bir erkekle yaşayan annesini konu alıyor. Harp sonrası meydanları terk eden savaşın evlere girdiği, toplumsal yıkımların devam ettiği ve darmadağın olmuş ailelerin psikolojik savaşların da okuyoruz Böll’ün kaleminden. Romanda Albert , dünyaya karşı sönen umut ışığımı tekrar parlak tutmayı başarmış nadir güzellikte yazılmış, çok gerçekçi bir karakter. Babasız Evler, sosyolojik ve psikolojik alt yapısı gerçeklere dayanan, gerçekçi yazılmış çok iyi bir eser. Sabit Kalem’ce okuduk. Size tavsiyem ıskalamamanız gereken eserlerden.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018230 okunma
Reklam
376 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kutsal oldukları kabul görmüş, çoğu modası geçmiş değerlerin ve hepsi yalan sözlerin esaretinde, parçası olmaktan sıyrılamayıp gönülsüzce katılmak durumunda kaldıkları lanet olası savaşın kurbanı olup dönemeyenlerin, geride bıraktıklarının yaşadıkları sefaleti, zorlukları ve bütün bunlara karşılık nafile yere verdikleri mücadeleyi; birbirinden çok farklı standartlarda yaşayan iki aile özelinde, çocuklarının gözünden, onların yaşları itibarıyla kendilerine has anlamlandırmalarıyla, bakış açılarıyla öğreniyoruz.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018230 okunma
376 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
İkinci Dünya Savaşı ve ardında bıraktığı milyonlarca dul ve yetim. Savaş sonrası dul kadınların çektikleri sıkıntılar ve yaşadıkları travmalar anlatılmış. Annelerin yasak ilişki kurdukları kişilere amca denilmiş. Bir tarafta Wilma Bierlich oğlu Henrich, öbür tarafta Nella ve oğlu Martin. Henrich ekonomik sıkıntılar içinde yaşar Martin ise ekonomik kaygısı yoktur. Anca ikisinin de ortak dertleri baba sevgisi eksikliğidir. Martin'in çok sevdiği Albert vardır. Albert romanda ideal kişidir. Romanda buz tabakası metafor olarak kullanılmıştır. Henrich buz tabakası üzerinedir. Bu buz tabakası ahlak ile ahlaksızlık arasındaki paravandır. Buz tabakası üzerinde yürüyen Henrich buzun ne zaman kırılacağını merak eder. Henrich'in annesi Leo'nun evinden ayrılıp fırıncının evine taşınma sırasında kırılır.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018230 okunma
376 syf.
·
Puan vermedi
1972’de Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış Heinrich Böll’ün “en az bilinen” eserlerinden. Orijinal ismi “Şapkasız/Çatısız Evler”e denk gelen roman, Ahmet Cemal “Babasız Evler” demeyi ne de güzel uygun görmüş. İkinci Dünya Savaşı ve ardında bıraktığı milyonlarca dul ve yetim. Savaş sonrası dul kadınların çektikleri sıkıntılar ve yaşadıkları travmalar anlatılmış. Eserde savaşın ardında bıraktığı izleri iki dul kadın, iki yetim çocuk ve savaştan sağ kurtulabilmiş Albert'in ağzından okuyoruz. Iki kadın da farklı ekonomik şartlar içerisinde hayatlarına devam etmeye çalışırken, çocuklar da kendi yaşamlarından hareketle etraflarında gördüklerini anlamlandırmaya çalışıyor. Annelerin yasak ilişki kurdukları kişilere amca denilmiş. Bir tarafta Wilma Bierlich oğlu Henrich, öbür tarafta Nella ve oğlu Martin. Henrich ekonomik sıkıntılar içinde yaşar Martin ise ekonomik kaygısı yoktur. Ancak ikisinin de ortak dertleri baba sevgisi eksikliğidir. Harp sonrası meydanları terk eden savaşın evlere girdiği, toplumsal yıkımların devam ettiği ve darmadağın olmuş ailelerin psikolojik savaşların da okuyoruz Böll’ün kaleminden. Savaşın yalnızca askeri veya siyasi bir olgu değil, aynı zamanda toplumsal yıkımın bir aracı olduğunu anlatan önemli bir eser.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018230 okunma
Reklam
376 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı okuduğunuzda savaşın ne denli korkunç bir şey olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz. Babalarını hiç tanımamış çocukların baba özlemi, onların psikolojileri, çok etkileyici. İnsan hayatında baba faktörünün önemini bir kez daha kavrıyorsunuz.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018230 okunma
376 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Savaşta eşlerini kaybetmiş genç kadınlar ve babalarını hiç tanıyamamış çocukların hikâyesi anlatılıyor. Farklı sosyal sınıftan gelen iki çocuk ve bu iki çocuğu birleştiren tek ortak nokta savaşta ölen babaları. Babasız büyüyenler, babasını hiç olmazsa bir kez olsun rüyasında görebilmek için dua edenler eminim çok şey bulacaklardır bu kitapta.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018230 okunma
376 syf.
·
Puan vermedi
Eserde savaşın ardında bıraktığı izleri iki dul kadın, iki yetim çocuk ve savaştan sağ kurtulabilmiş Albert'in ağzından okuyoruz. Iki kadın da farklı ekonomik şartlar içerisinde hayatlarına devam etmeye çalışırken, çocuklar da kendi yaşamlarından hareketle etraflarında gördüklerini anlamlandırmaya çalışıyor. Savaşın kaybedeni Almanya'nın yaşadığı ekonomik ve toplumsal buhrana tanıklık ediyoruz. Savaşın yalnızca askeri veya siyasi bir olgu değil, aynı zamanda toplumsal yıkımın bir aracı olduğunu anlatan önemli bir eser.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018230 okunma
376 syf.
1/10 puan verdi
Kitabın isminden savaş sonrası babasız kalan evleri çok iyi anlatacağını düşünmüştüm. Fakat Cemal Süreya'nin şu iki dizesi kadar etkileyici bir bölüm ya da cümle yok."Sizin hiç babanız öldü mü?/ Benim bir kere öldü kör oldum" Kitap iki çocuğun merkezde olduğu yasantilardan oluşan ve herhangi bir bütünlük saglanmayan bir kurguya sahip. Çocukların bazen hatta genellikle gerçek olamayacak kadar olgun davranmaları beni rahatsız etti. Son donemde bu ülkede yaşanan travmatik olaylardan kaynaklı olduğunu düşünerek kitapta anlatılan yoksulluk, açlık, dul kalan kadınların yaşadığı olumsuzluklar basit bir düzeyde kalıyor. En beğendiğim kısım sayfa 347 de öğretmenlerle ilgili tespitiydi.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018230 okunma
Reklam
376 syf.
8/10 puan verdi
Çocukluğumun Ülkesi Yemyeşildi...
Heinrich Böll
Heinrich Böll
ve yine savaş sonrası etkilenen yaşamlara parmak basan yazar, ölen eşlerin ardında kalan anneler ve çocuklarına odaklanıyor. Babasız kalan evler ve aileler üzerine etkisi. Yaşam, evlilik, cinsellik, ahlak ve toplum... Kocasız kalan kadınlar, babasız kalan çocuklar... Ölenler ve ardında yaşayanlar!!! bu kısım çok manidar """yaşamak!!! nedir?""" sorusunu akla getiriyor, yaşamanın şarkılarda, aşkın kitaplarda filmlerde kaldığı hayatlarda... Nerde olursak olalım yaşam taklitçilerle, tekrarlanan, benzer olaylarla dolu iken, sessizliğin hüküm sürdüğü hayatlarda, sabır genel felsefesi olmuşken insanların, yaşanamayacak yaşamın düşlerini kurarken, aslında yaptıkları, yapmak istediklerinden çok farklıydı çelişki de kaldığı hayat adına, "şunu ya da bunu şöyle değil de böyle yapsaydık" düşüncesi her daim hayatımızda iken dost bulmak eş bulmaktan daha zordur hayatta hakikaten... Severek okudum dokunduğu hayatlarda Böll ü her daim, külliyat okumalarımda en sona bıraktığım en güzel kitabının
Palyaço
Palyaço
olduğunu düşündüğüm kitabı ile külliyatı tamamlamak istiyorum, Böll okumayı çok özlemişim, iyi ki külliyatıni bitiriyorum, iyi ki okudum bu kitabını da...
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2021230 okunma
371 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Herkese merhaba. Bu ay #heraybirşiirbirromanokuyoruz grubumuz ile birlikte Babasız Evler'i okuduk. Çok etkileyici ve hüzünlü bir eser oldu bizim için. İyi ki birlikte okuduk ve üzerine sohbetler ettik. Bir sonraki ay bir başka eserde tekrar görüşmek dileğiyle. Hepinize teşekkür ederim.
Okuyan1fenogretmeni
Okuyan1fenogretmeni
Burcu
Burcu
Hilal İnal
Hilal İnal
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2021230 okunma
376 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
1950'lerin başında, savaş sonrası kocasız, babasız kalan evleri konu alır. İki aile üzerinde yoğunlaşan yazar, duruma çocukların ve annelerin gözünden bakmıştır. Bachlar, maddi sıkıntı çekmeyen, evde başkalarıyla yaşayan bir aile. (ne kadar aile diyebilirsek) Martin'in babası savaşta ölmüş, annesi ise onunla pek ilgili değildir. Brielaclar ise daha yoksul, geçimini sağlamak için çalışmak zorunda kalan bir anne ve annesinin eve gitirdiği amcalardan rahatsız olan Henrich... Henrich babasızlığın yanında yoksullukla da savaşmak zorunda kalır, küçük yaşına rağmen hesap kitapla uğraşır. " Ucuza yumurta satan bir yer bilseydim hemen koşardım. O zaman biz de yumurta yiyebilirdik." demesi aslında her şeyi anlatıyor. Çünkü o dönemde yumurta zor bulunuyor ve sadece babalar, amcalar yiyebiliyor. Anneler ise çocukların deyimiyle 'amcalarla' vakit geçirir, çocuklarına karşı ilgisizdir. Kocasız kalan kadınlar belki de bir erkeğe ihtiyaç duyarak hayatını devam ettirmek için bu yola başvururlar. Tabi ki her zaman en çok yarayı çocuklar alır. Iki kadın, iki çocuk ... Ve çocukları annelerinden bile çok düşünen Albert Amca... Savaş sonrası Almanya'ya, iki taraftan da bakılmış, farklı bir bakış açısı sunulmuştur. Merak uyandıran, akıcı bir kitap. Her ne kadar başlarda tüm karakterler bir arada verilmiş ve isimler karışmış olsa da okudukça taşlar yerine oturuyor, keyif almaya başlıyorsunuz. Savaşın ardında bıraktıklarına birde çocukların gözünden bakalım... Keyifli okumalar.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2021230 okunma
376 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Babasız çocuklar için “ O, babasını savaşta yitirdi,”  denirdi. Bir öğrenci teftiş sırasında dersini bilmeyince müfettişlerin kulağına bu söz fısıldanırdı. Ve öğretmenler okula yeni gelmiş bir çocuk için, babasını savaşta yitirmiş, derlerdi. Sanki babasını bir şemsiye ya da bozuk para gibi yitirmişti. Kulağa böyle gelirdi. Heinrich Böll, Babasız Evler romanını savaşın bitiminden sonra babalarını yitirmiş çocukları gördükten sonra yazmış. Orijinal ismi “Şapkasız/Çatısız Evler”e olan roman’ı, Ahmet Cemal “Babasız Evler” olarak isimlendirmiş. 2.dünya savaşında yirmili yaşlarda dul kalan, babaları ölen çocukların evlerine konuk ediyor bizi yazar. Annelerinin tabiri ile ‘’amca’’ dedikleri adamlarla yaşadıkları fiziksel ilişkileri gözler önüne serip, öksüz çocukların aldıkları duygusal ve fiziksel yaraları, çöküşleri okuyoruz. İki aile.. Wilma Bierlich ve oğlu Henrich , Nella ve oğlu Martin. Ve savaştan sağ kurtulabilmiş Albert'in ağzından okuyoruz romanı. Çok hüzünlü, çok derin, çok etkileyici
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2021230 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.