Onu güzelliğinden çok, albenisiyle tanımlamak en doğrusu olur. Çünkü güzellik gözleri doyurur. Albeni gözler kadar, ruhu da okşar, bütün tene yayılır, ardından dokulara ve çok güçlüyse kana bile giriverir... sonra... sonra sırada kalp vardır.
Yine bana öyle geliyor ki, çağımızın insanları, her şeye karşın yüreklerinde temiz kalmış bir köşe bulundurabilmeyi başarıyorlar. İleride gerekebilir ve karşılarına boyun eğmek zorunda kalacakları bir şeyler çıkabilir diye..
Ah şu vazgeçilmezlik!
Onun uğruna nelere katlanır, nelerden yoksun kılar, nasıl da bunaltırız kendimizi. Tutsaklığımızın adıdır vazgeçilmezlik çoğu kez.
"Gençtim, hem de o güne dek sandığımdan da gençtim. Yaşlı olan ve kolay kolay faka basmayansa, açık yürekliliğimdi. Ve bu sonsuza dek sürecekti."
Romain Gary