Aşk! Yoksunluk, sahip olmamak ama istemek. Tutkuyla, yapışarak, dokunarak, kavgasını vererek istemek. Yemek sırasına girmeden. Yemek kuponlarını avucunda terletmeden istemek. Tabii, ta ki o rüya yumruğunu yiyene dek...
Günde on iki saat yazan yazar söyleyecek hiçbir şeyi de olmayan yazardır. Bir haftada roman bitirenler laçkalığın, yaptığı işe saygı duymamanın ayaklı anıtlarıdır ancak. Yemeyip içmeyip yazıyorum derler sonra da koca göbeklerini oradan oraya gezdirirler.
Köleler de mutfaklarda efendilerini çekiştirirlerdi. Önemli olan sahnede, agorada ne konuşulduğu. Kültür o konuşmalarla ilerliyor, değişiyor, yetkinleşiyor veya tökezliyor.
Köleler de mutfaklarda efendilerini çekiştirirlerdi. Önemli olan sahnede, agorada ne konuşulduğu. Kültür o konuşmalarla ilerliyor, değişiyor, yetkinleşiyor veya tökezliyor.