Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Dergisi Başmakaleleri

Başmakaleler 1

Mahmud Esad Coşan

Başmakaleler 1 Gönderileri

Başmakaleler 1 kitaplarını, Başmakaleler 1 sözleri ve alıntılarını, Başmakaleler 1 yazarlarını, Başmakaleler 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslâm'da hiçbir kusur ve ayıp yok; mevcut bütün kusurlar, Müslümanların acayip ve garip Müslümanlıklarında.
528 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Elhamdülillah. Bir âlimin meselelere bakış açısını ve ufkunu görmek ne güzel şeymiş. Hemen hemen her konuda donanımlı bir zatı böylesine yakından tanımak ve yakın ihvanı (cemaat arkadaşları) ile ilgisini görmek ne güzel mutluluk. Rabbim hocamıza gani gani rahmet eylesin inşaallah.
Başmakaleler 1
Başmakaleler 1Mahmud Esad Coşan · Server İletişim · 201194 okunma
Reklam
Biz müslüman olarak yaşamak, herkese iyilik yapmak; yüce Rabbimizin rızasını kazanmak; ardımızda hayırlı eserler, güzel bir nam ve nişan; sevimli, olumlu, şerefli, sevaplı, mübarek, muhterem, muazzam, mükerrem bir iz ve şan, hayır dua ile anılacak bir hatıra, olgun ve dolgun bir hayat bırakarak âhirete göçmek; alnı ak ve açık olarak ölmek, âhirette de cennete girmek, Allah’ın rıdvân-ı ekberine ermek, cemalini görmek, Resûlü'ne (sas.) komşu olmak istiyoruz. Amacımızın çok yüksek, işimizin çok zor, çalışmalarımızın çok zahmetli ve çileli, hayatımızın çok tehlikeli ve sıkıntılı olabileceğini görüyor ve biliyoruz; Cenabı Hak yarimiz ve yardımcımız olsun, bizi zorlu imtihanlara tabi tutmasın, kusurlarımızı bağışlasın, rahmetine erdirsin.
Sayfa 474Kitabı okudu
Mânevî terbiyeyi almak, mârifetullaha ermek, nefsi islah eylemek, kötü huylardan kurtulup ahlâk-ı hamîdeye sahip olmak için o mürşid-i kâmile teslim olmak, hürriyetlerini yitirmek, şahsiyetini kaybetmek değildir; bilakis hakikî hürriyete kavuşmak, nefse esir olmaktan, şeytana kulluk etmekten kurtulmak, muazzam ve muhteşem bir şahsiyet kazanmak demektir. Ölmeden önce ölmek, yepyeni, dipdiri, pırıl pinl bir hayata sahip olmaktır. Hasta, kendisini tedavi eden tabibe elbette tamı tamına itaat etmeli, tavsiyelerine harfiyen riayet eylemelidir. Sahâbe-i kirâm Resûlullah'a mutlak olarak bağlanmışsa fena mı yapmıştır? Yoksa Allah'ın izasını mi kazanmıştır? Tarikati, tasavvufu, ilm-i ledünnü bilmeyenler, aslında şeriatıda tam bilmiyor demektir, Bu denli haddini bilmezler, kırık dökük Arapça ve yarım yamalak ilimle hem kendilerini tehlikeye atıyor, hem de halkı yanıltıp kandırıyorlar. Bazı âyetleri sürüp aynı konudaki diğer âyetleri göz ardı etmek ne büyük gaflet ve cehalettir! Allah islah etsin!
Sayfa 442Kitabı okudu
Kul Resûlullah'a uydu, kullukta ilerledi mi Meyla onu kerâmetlere erdirir; onun, gören gözü, işiten kulağı, söyleyen dili, tutan eli, yürüyen ayağı olur; ona yardım eder, duasını kabul buyurur, işini rast getirir, türlü türlü maddî, mânevî nimetlere, ikramlara, makamlara erdirir. Ondan acayip, harikulade haller zuhura gelir, cümle halk bu işlere şaşar kalır. O mübarek şahıs, o asırda zamanın evliyâsı, kutbu, gavsi olur; Resûlullah'ın (sas.) vâris-i hakikîsi ve halîfe-i mânevîsi, ümmetin önderi, mü'minlerin serveri ve rehberi olur. Halkın ona ittibası ve itaati lâzım gelir, ittiba etmeyen "cahiliye ölümü" ile ölür; bu cihana âmâ gelip âmâ gider.
Sayfa 442Kitabı okudu
Ey kardeş! Gaflet uykusundan uyan, gerçekleri anla, istikbalde başa gelebilecek felaketleri düşün, fâni cihanın aldatıcı lezzetlerine kapılma, şeytana kanma, gafillik ve cahillikten kendini kurtar, gayrete gel, tedbir al, İslâm'a sarıl, gerçek müslüman ol, âhiret için çalış, kendini cehennemden kurtarmaya bak, cenneti elden kaçırma, bir saniyeni bile boşa geçirme! Bu dünya kimseye kalmadı ve kalmayacak, sen de bir gün mutlaka buradan göç edeceksin. Ölüm ansızın ve habersiz geliverir. Bir gün, kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında Azrail (as.) yakana yapışıverir. Akıllı müslüman ölüme hazırlıklı olandır; ahmak ise hevâyı nefsine uyup gaflette yüzen! Yâ Rab! Bizi gafletten uyandır; bize zikrinde, şükründe ve hüsn-i ibâdetinde tevfikini refik eyle!
Sayfa 438Kitabı okudu
Reklam
Enes'ten (ra.) rivayet olunduğuna göre Peygamberimiz, serverimiz, önderimiz Muhammed Mustafa salllalahu aleyhi ve sellem hazretleri bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuştur: “Size en cömert kimdir, bildiriyorum, dikkat edin, mütenebbih olun! En cömert Allah’tır, en cömert Allah'tır, en cömert Allah’tır ve ben de âdemoğullarının en cömerdiyim. Benden sonra onların en cömerdi, ilim öğrenen ve öğrendiği ilmini neşreden, öğreten kişidir ki o kıyamet günü tek başına bir ümmet olarak ba's olunacaktır (Ne yüce makam, ne buyük şeref!); diğer en cömert kişi de canını fî sebîlillâh feda edip şehit edilinceye kadar çarpışandır."
Sayfa 424Kitabı okudu
Küçük fakat azılı bir azınlık, aydınlığı ateistlik sanıyor, her fırsatta İslâm’a ve inanca saldırıyor, müslümanları rencide ediyor, inananları şiddetle tahrik eyliyor. Aydınının, halkını sevmediği; örfünü, âdetini, dilini, dinini, kültürünü sevip koruyup kollamadığı bir milletin hali ne otur! Zaten ortada müthiş bir kültür emperyalizmi varken, bir de aydın geçinenlerin kalkıp millî kültüre cephe alması vatan hainliği, düşman ajanlığı, değil de nedir? Elhamdülillah halkımız, ariftir, zariftir, müeddeptir, sevgi ve saygıyı bilir, hakkı sever, hayrı işler. Kültürümüz, köklüdür, görkemlidir, yücedir, muhteşemdir, çok güzel ve çok değerlidir. Dinimiz haktır, inancımız doğrudur, mâneviyatımız sağlamdır. Bazı yarı aydınlar bunu bilmiyor ve anlamıyor. Allah islah etsin. Çok şükür sayıları azdır, günden güne de azalıp yok olmaya doğru gidiyorlar. İlâ cehenneme zümerâ...
Sayfa 419Kitabı okudu
Devlet, millet, aile ve fert olarak, çektiğimiz bütün sıkıntılar İslâm'dan ayrılmaktan, ona sırt çevirmekten, kendi âciz ve kısa aklımızla İslâm dışı çareler bulmaya yeltenmemizden kaynaklanıyor. Her işte sonuç hüsran, ziyan ve fiyasko oluyor. İslâm’ın muazzam ve muhteşem gücünden istifade edilmemesi çok büyük zararlar getiriyor, elimizdeki şahâne imkânlar israf ve heba ediliyor. Maalesef devlet yönetimi, rejimin ana güçleri İslâm’a inanmış, onun faydalannı kavramış değil. İslâm'i kendisine düşman sanıyor, ondan korkuyor, çekiniyor, perde arkasından onu takibe engellemeye çalışıyor. Sanıyor ki İslâm her şeyi mahvedecek, ortalığı kan gölüne çevirecek, ülkeyi karanlıklara götürecek.
Sayfa 402Kitabı okudu
Müslümanlar hangi konularda birlik ve beraberlik içinde olacak, nasıl yekpare bir dağ gibi yekvücut bir davranışla hareket edecek; bu ilahî ve güzel birlik neler yapılarak tahakkuk edecek? Bunun için önce bir "otorite merkezi" olması lâzım. Otorite Allah’ındır; hâkimiyet O'nundur, hüküm ve ferman O'nundur, itaat O'nadır. Bu sebeple bütün müslümanlar önce ve mutlaka Allah’a itaat etmeli, Resûlullah’a (sas.) tam mânasıyla tâbi olmalıdır. İyice bilinmelidir ki Allah’a isyanda hiçbir mahluka itaat edilemez; Allah’ın emrine aykırı hiçbir emir, hiçbir kimse tarafından verilemez; Allah'ın otoritesini hiçbir kul kendi keyfine kullanamaz. Allah’ın emrinin ne olduğunu herkes gitsin gerçek ulemaya, ehlullaha, evliyâullaha sorsun, öğrensin. Şeriatın ahkâmına tâbi olsun, kendisine Allah’tan gayrı put, mabut, metbu, âmir, otorite edinmesin ki bunun sonu hüsrandır, cehennemdir, azaptır. Demek ki önce herkes Allah’ın hâkimiyetini tanıyacak; ulemâ-i âmilîne, Allah’ın hükmünü bilene, Allah yolunda yürüyene, Allah’ın emrini tutana tâbi olacak; başka salah ve felah yolu yok! Sonra ilmin, alimin, hakkın, hakikatin, “şûra"nın, meşveretin ortaya çıkardığı, tespit ve tayin ettiği esaslar dairesinde çalışacak, üzerine düşen göreyi, en güzel, en mükemmel tarzda îfâ edecek; her şey düzenli, metotlu, ilmî, mantıkî, asrî, şer'î, meșrû, sevaplı, hayırlı ve mübarek olacak.
Sayfa 391Kitabı okudu
425 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.