... sanki bu dünya çok harika bir yermiş de bu dünyadan ayrılmayı istemek için kafayı yemiş olmanız gerekiyormuş gibi. Ve onlar kim oluyor da bu iğrenç dünyadan bıktığım için bana deli olduğumu söylüyorlar?
Bütün dinlerin temelinin bir parçasıdır: meşrulaştırma. Arkadaşınız öldüğünde onun karısını kapmanız, bunu Tanrı adına yaptığınıza... ya da size bunu şeytanın yaptırdığına inandığınız sürece meşrulaştırılabilir. Ikisi de olur.
Ne söylediğimi anlayamıyorum. Ne söylemek istediğimi biliyorum ama bunu hakikaten söylüyor muyum? Anlaşılabilir mi yani bu? Eğer beni kimse duymuyorsa konuşuyor sayılır mıyım?
“Hep aynı hikâye. Ne acayip bir dünya. Hep şiddet, kargaşa, katliam; barış dışında her şey var. Bilmiyorum. İnsanın insan dışılığı..Nasıl bir delilik bu böyle!?