bütün kapılar kapandı dışarıdayım
birden karşıma çıkmayın korkuyorum
uykusuzum fena halde sokaktayım
karanlık bastırdı mı bozuluyorum
(gecenin kapıları)
öfkemiz kanlı bir bayrak gibi bu akşam
parmak uçlarımızda delik deşik ilkbahar
delikanlı yapraklar terlemiş
şehrin damları üstünde bir yangın kızıllığı
bulutlarda aykırı parıltılar
ve bir şileb demiri gibi içimize işlemiş
simsiyah
silahların insafsızlığı
değil mi ki sen çıkıp çıkıp bıçak atıyorsun 12'den
bırak öyleyse kısa devre yapsın johann sebastian bach
bir kere de yalnızlığın trompetlerini dinleyelim.
şişedeki alkol iki ağır batarya tutar mı hiç belli değil
vurdukça vursa da yenilmeyiz avuçlarımızdaki portakal kokusuna