(...)Bana sorarsan İtalya derim. İtalya sanattır. Heykel, resim, mimarlık. Hele mimarlık? Sanat odur, bütün sanatların anası da babası da odur, mimarlık. Heykel, resim hep mimarların süslemeleri. Önce yapılar olacak. Kiliseler, saraylar, kitaplıklar, evler. Bunlar olmadı mı hiçbir şey olmaz. Biliyor musun, uygarlık yapılardır. Kırlardan uygarlık çıkmaz. Önce yapılar yapılacak. Hep yapıların insanlar için yapıldığını sanırız, yok öyle şey, yapılar yapılar için yapılır. İnsanlar onlara sonradan bir iş yapıştırırlar. Giderler Tanrıya tapınırlar, içinde otururlar, alışveriş yaparlar, kitap koyarlar. Önce yapıları yaparlar. Dikkat et, yapısız uygarlık olmaz. Bizde neden olmuyor biliyor musun, bizde yapı yok da ondan. Biz de yapı yok.”
( Gar Restaurant... )