Şimdi içimde çoğalttığım sesimle haykırıyorum herkes duysun diye... Hiç kimse sevdama senin kadar yakışmadı ve sevdam hiç kimseyi senin kadar yaşatmadı..
Beni bırakıp giderken "Aşk sana benden daha çok yakışıyor" demiştin ya... Sanırım tüm ilişkimiz boyunca söylediğin tek doğru cümle buydu. Aşk, bana yakışmaya ve benimle yaşamaya devam edecek bundan sonra da....
Belki de senin gözlerine benziyordu gözleri... Yoksa adı mı seninkini andırıyordu? Belki sesi hiç yabancı gelmedi. Ya da rakı kadehini dudaklarına götürüşünü benzettim sana. Oturup saatlerce ne konuştuk peki? Seni mi anlattım ona? İçimde kapanmasından ümidi kestiğim yaranın, yokluğunda nasıl büyüdüğünü mü yoksa?
Aldattım, hatırlayabildiğim tek şey bu. Hayır, sarhoş değilim. İçki bir süredir etki etmiyor bana. Saatlerce içsem bile devrilen sadece kadehler oluyor, ben yine ayaktayım. Oysa istiyorum kendimden geçene kadar, boğulana kadar içmeyi. Olmuyor işte. Bu yüzden farkındaydım her şeyin.
Serseri bir mayın gibi etrafta dolaşıyor, bana uzatılan her eli "aşk" diye tutuyor ve hepsinde yanılıyordum. Saçma sapan bir senaryonun, sekizinci sınıf figüranıydım sadece.
Ne git diyeceğim sana, ne de kal. Benim aşkımın, benim için atacak bir yüreğe ihtiyacı var. Ya aç yüreğini büyüsün aşk içinde, ya da bulaşma aşka hiçbir zaman.