“Konuşamadıktan sonra insanlarla bir araya gelmenin, karda kışta kilometrelerce yol gidip, bir sürü yakınma ve duygusal sözler dinlemenin anlamı neydi? Yoktu. Hiçbir anlamı yoktu!”
Per doğuştan çılgındı; adetleri ve kuralları iplemez, toplumun ve ailesinin ondan beklediklerini hiçe sayardı. Hayatı ciddiye almıyordu. Kendisinin donacağını hiç düşünmeden, sırtındaki ceketi çıkarıp ilk isteyene verebilirdi.
Öğretmenler derslerin gelişigüzel yapılmış olmasına bakarak, tembel olduğum sonucuna varıyorlardı. Bir haftada bir yığın kitap okumuş olmak tembellikse, tembeldim işte.