Bir İmparatorluğun Ölümü 1908- 1923

François Georgeon

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Osmanlı İmparatorluğu gibi geniş ve karmaşık bir devleti yönetmeye kalkmak olanaksızdı bu koşullarda. İktidardan gözü korkmuş darbeciler olarak, Jön Türkler, hiç olmazsa geçici bir süre, kurumların dışında kalmaya mahkumdular.
Ne var ki, Abdülhamit döneminin ahlakçılığı, daha dar davranış kurallarını dayatmanın arkasındaydı onlara. Böylece 1901 tarihli bir nizamname, kadınların, Avrupalı dükkanlara uğramalarını önlüyor ve arabada bile peçe takmaya zorluyordu onları; çarşafların uzunluğu ve kalınlığı ile giyecekleri ayakkabıların tipi ayrıntılı biçimde düzenleniyordu; sokağa, yanında biri olmadan çıkmayı göze alan kadınlar tutuklanacaklardı.
Sayfa 21 - CumhuriyetKitabı okudu
Reklam
Böylece Jön Türkler, bir yirmi yıla yakındır saplantısı oldukları bir düşüncenin, Osmanlı Devleti'nin yeniden anayasalı bir devlet olması düşüncesinin gerçekleştiğini görüyorlardı. Savaş vermeden, şiddete başvurmadan, sıradan bir müdahale tehdidiyle elde ettikleri zaferin çabukluğu, isteklerine Abdülhamit'in kolayca uyması, hazırlıksız yakalamıştı onları. Aralarında en tutucu olanlar, programın esası gerçekleştiğine göre komitenin dağılması gerektiğini düşünüyordu.
1908 seçimlerinde,147 milletvekilinin yanı sıra,60 Arap, 27 Arnavut, 26 Rum,14 Ermeni,10 Slav ve 4 yahudi seçilmişti.
Fransız Devrimi nasıl Bastille'in alınışından ibaret değilse, Türk Devrimi de 24 Temmuz'dan ibaret değildi sadece. Gerçekten, söz konusu Jön Türk eylemi, on yıldan fazla bir zamana yayılacak -derinliğine- bir dizi değişikliğin yolunu açıyordu.
7 Ekim'den (1908) başlayarak, Kör Ali adlı bir hocanın yönlendirdiği bir kalabalık, Saray'a gidip sultandan şeriatı geri getirmesini istedi. Jön Türklere karşı propaganda boşalıyordu. Şeyhülislam ile yüksek düzeyde ulema, başından beri rejimi desteklese de, dinsel kademenin -daha tutucu olan- aşağı sıralarında, imparatorluğun yeni felaketlerinden anayasa sorumlu tutuluyor; özgürlük ve eşitlik, yabancı, tehlikeli kavramlar olarak görülüyor; Jön Türklerden bilinen modern örfler horlanıp aşağılanıyordu.
Reklam
İttihat ve Terakki Komitesi,karmaşık bir örgüttür: Hem Mason locasına benzer,hem devrimci hücreye, hem komitacı çetesine, hem de terimin çağdaş anlamıyla siyasal partiye. Liberal ve demokratik laf kalabalığı altında, Jön Türkler eski alışkanlıklarını yitirmemişlerdir. Gizlilik zevki, birbirine koşut şebekeler sistemi, özellikle Hüseyin Cahit'in Tanin'de büyük ustalıkla yönlendirdiği kullanma ve propaganda sanatı,baskılara ya da gerektiğinde şiddet araçlarına başvurmadır bunlar. Yerel gazetelerinin adları anlamlıdır:Silah,Süngü, Kurşun,Bıçak, Bomba!
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.