Şunu iyi bil ki, sen Allahın nazargahı olan bir gönlü incitir, kırarsan, Kâbe'ye yaya olarak gitsen, kazandığın sevap gönül kırmanın günahını dengelemez.
"Bir sinek, küçük bir su birikintisi üzerindeki saman çöpüne konduğunda kendisine büyük bir mevki biçerek kaptanlık hevesine düşer.
Zavallı sinek der ki: Denizi de gemiyi de en iyi ben bilirim.
Ey küçücük hacmini bir sinek gözüyle seyreden kişi! Azrail, altındaki saman çöpünü çektiği zaman halinin nice olacağını hiç düşünmez misin ?"
Mesnevisinde Hz Mevlana buyurur:
" Eğer senin gönlün varsa gönül Kâbe'sini tavâf et. Topraktan yapılmış sandığın Kâbe'nin mânâsı gönüldür."
" Cenabı Hak, görünen ve bilinen sûret Kâbe'sini tavâf etmeyi, kirliliklerden temizlenmiş, arınmış bir gönül Kâbe'si elde edesin diye sana farz kılmıştır."
▪︎Dertli Yûnus'umuz da şöyle der:
Gönül Çalab'ın tahtı,
Çalap gönüle baktı.
İki cihan bedbahtı,
Kim gönül yıkar ise...
▪︎ Bir başka kıt'asında da şöyle söyler:
Yûnus Emre der hoca
Gerekse var bin hacca.
Hepisinden eyice,
Bir gönüle girmektir!
▪︎Müslümanların kalbi ve nabzı tek bir insanın nabzı ve kalbi gibi olmalıdır
Hazret-i Mevlânâ buyuruyor:
" Akıllılar önceden ağlar, sonunda tebessümlere gark olurlar. Ahmaklarsa, önceden kahkahalara boğulur, sonra da başlarını taşlara vurarak ağlarlar. Ey kişi! Firasetli olup işin sonunu başlangıçta iken gör de cezâ gününde pişmanlık ateşiyle yanıp tutuşma!.."