Göz alabildiğine uzanan boz tepelerin ardından her sabah donuk bir aydınlık beliriyor, Ruh'un çocukları olan yağmur damlaları hızla toprağa düşüyordu. Ruh önüne kattığı çocuklarını kendisinden kaçtıkları için cezalandırırmış gibi kamçılıyor, oraya buraya savuruyordu.
Her kişi peşinden gidilecek bir tekerlektir; çocukken tekerleğe yön verdiğim gibi, davranışlarım, konuştuğum dil ve varlığımla içlerinden birini, gitmesini istediğim yana yöneltebilirim.
Büyük bir kentte bulunduğum zamanlar, çoğu kez gecenin üçünde ya da dördünde yürüyüşe çıkardım. Koskoca özel bir müzeyi tek başına gezen bir turist gibi hissederim kendimi.