Meade’ın Brandenburg’u, 1990’ların Soğuk Savaş sonrası Almanya'sında darbe planlayan Neo-Nazi bir çetenin hikayesi. Meade her kitabında olduğu gibi bunda da tarihsel gerçeklikleri kurgusal öğelerle başarılı bir şekilde harmanlıyor. II. Dünya Savaşı sonrası Güney Amerika’ya kaçan ve gizli örgütler kurarak varlığını sürdüren, bir yandan da sağcı örgütler aracılığıyla Almanya’da etkin olan Naziler, Hitler’in gizli oğlu Schmeltz öncülüğünde ve nükleer başlıklı füze kozuyla, uluslararası bir komploya girişir.
Ancak Meade, bütün bu gizli hikayenin ortaya çıkarılmasını, AB bünyesindeki ortak güvenlik-istihbarat örgütü DSE’nin Britanyalı dedektifine, onunla işbirliğini aşırı sol bir Alman örgütüne, Nazilere lojistik desteği G. Amerikalı sağcılara, sahnenin finalinde Şansölye suikastini de karısı Neo-Nazilerce öldürülen bir Türk’e havale eder. Alman bürokrasisi ve güvenlik kurumlarını ise Nazi sempatizanlarıyla dolu ve felç halde kurgular. Avrupa ülkeleri arasındaki tarihsel bagaj ve güvensizlikler, ekonomik kriz, yabancı düşmanlığı ve göçmenler sorunu da darbe senaryosunun sosu-biberi olur.
Fena bir polisiye/gerilim değil ama gereksiz detaylarla 700 sayfalık kitap, şişirme olmuş biraz; üstelik asıl hikaye tüm kitabın ancak beşte birlik son kısmına sıkışmış. Sakkara’nın Kumları, Kar Kurdu, Romanov Komplosu gibi daha başarılı kitaplarının gerisinde kalsa da yine de okunası bir Meade kurgusu...
