Yorumlar ve İncelemeler
832 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Buddenbrooklar oldukça kalın olmasına rağmen oldukça akıcı ve keyifli bir kitap.Ailenin en yaşlı üyesi Johhan Buddenburg 'dan başlıyarak bir ailenin 3 kuşağı anlatmakla birlikte konu Tony,Christian ve Thomas Buddenbrook etrafında şekilleniyor.Her birinin küçük yaştan itibaren olgunlaşması ,başlarından geçenler adeta bir dizi film gibi akıp gidiyor.Tony'nin evlilik kararı,Thomas'ınn ailenin tüm sorumluluğu yüklenişi ve Christian'ın sorumsuzluğu ,Thomas'ın oğlu Hanno'dan beklentileri ilmek ilmek işlenerek sunuluyor.
Özellikle Tony'nin ve Hanno'nun ebeveynleriyle yaşadıkları çocukların hayatında ebeveynlerin müdahalesinin ne derece doğru ve anlamlı olduğunu düşünmemi sağladı.Bizim için doğru olduğunu düşündüğümüz şeyleri çocuklarımıza dayatıp itaat etmelerini beklemek belki de çok yaygın bir hata.
Kitapta adım adım sona doğru yaklaştıkça yaşanan ölümler ve ailenin yaşadığı yıkım da oldukça etkiliyor Çünkü zaman ilerledikçe ve insanlar yaşlandıkça ister istemez bazı kayıplar yaşanıyor. 
Ayşe Ümit Karabacak ile ocak ayında iyi ki okuduğumuz tadı damağımda kalan klasiklerden biri oldu.
Dizi tadında bir eser
Kral çıplak!!
Muhteşem bir eser okudum demek isterdim ama tam bir hayal kırıklığı oldu benim için.
Daha önceki incelemeleri okudum bu kitapta ne buldular diye. Hep aynı şey tekrar edilmiş aile romanı falan filan. Aile romanı okuyup mest olmak isterseniz 
Mahur Beste'yi okuyun. Her cümlesinde kendinizi edebî bir zevkin içinde bulacaksınız.
Döneme ait güzel bilgiler veriyormuş(!) Dönem romanı okumak istiyorsanız 
Nişanlılar'ı okuyun. Sıradan bir aşk hikayesine dönemin tarihi olaylarının nasıl yedirildiğini ve sizi tarihe aşka edebiyata nasıl doyurduğunu görün.
830 sayfa okudum. Ve geriye maalesef kalan bir hiç! Bir burjuva ailesinin üç kuşak öyküsü anlatıyor. Hiçbir olağanüstü olay yaşanmadan en sıradan hâliyle. Kapakta "bir ailenin çöküşü" yazdığı için sonuna kadar acaba nasıl bir çöküş olacak diye bekledim. Yok! Tony ve Christian'ın yaşadığı olaylar hariç her şey güllük gülistanlık.
Tüm bu sıradan konuyu olabilecek en sıradan bir üslupla aktarır Mann. Çünkü ilk romanıdır ve daha özgün üslubu oluşmamıştır.
Thomas Mann olduğu için kimse cesaret edememiş ama söylemeliyim. Bu kitap bir şaheser değil. Kral Çıplak!!!
